Türkiye özellikle Suriye iç savaşının başlamasından bu yana ciddî bir sığınmacı problemi ile karşı karşıyadır. Buna son yıllarda büyük kısmı İran sınırından ülkeye girenler olmak üzere düzensiz göçmenler meselesi eklenmiştir. Bu ciddî meselenin sebep olduğu problemler toplumda tartışılmaktadır. Şunu belirtmek gerekir ki, düzensiz göç ve sığınmacı meselesinin yol açtığı ve açacağı sıkıntılara dikkati çekip çözüm önermeyi ırkçılık, mülteci nefreti olarak suçlamak insafsızlıktır. İnsanî duygular istismar edilerek problemin ciddiyeti göz ardı edilemez. Türkiye bu sorunu çözüm yoluna koymak zorundadır.
2021de 104 bin Suriyeli olmak üzere toplam 458 bin yabancı vatandaş olmuştur. 2010'larda başlayan sürecin sonucunda bugün Türkiye'de 2 milyonu da vatandaş olan7- 8 milyon civarında yabancı bulunduğu tahmin edilmektedir. Bir başka deyişle,  düzensiz göçmenler ve sığınmacılar ile vatandaşlığa kabul edilenler Türkiye nüfusunun yüzde 10'unu oluşturmaktadır. Türkiye'nin bu yükü ne ekonomik ne sosyal ne de siyasî açıdan taşıması beklenemez.

Türk Ocakları olarak diyoruz ki;

-Mazlumlara sığınak olmak başka ülke sınırlarının yol geçen hanına dönmesi başkadır.
-İnsanî yardım başka Türkiye'nin sırtına taşıyamayacağı yük yüklemek başkadır.
-Türkiye'yi milletler mozayiğine dönüştürecek şekilde vatandaşlık dağıtmak kabul edilemez.
-Sığınmacı, düzensiz göçmen ve vatandaşlık politikalarında hatadan dönülmelidir.
-Türk Devleti, toplumdaki hassasiyeti içeriden ve dışarıdan istismar edebilecek provokatörlerin planlarını boşa çıkarmalı ve bu meseleyi dikkatli ve kararlı bir strateji ile çözmelidir.