Milli Mücadeleden Günümüze Tıbbiyeliler
Türk ocağını kuran Askeri Tıbbiye öğrencilerinin yaktığı meşale 112 yaşına erdi. Bir milletin uyanışında ve milli bilinç kazanmasında aslan payına sahip olan tıbbiyelilerin milli mücadeleden bugüne kadar ülkenin refahı için neler yaptığını, geçmişte attıkları adımların bugüne yansımalarını anlatan, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerinden Ön Hekim (İntern) M. Mert Kılıç ve 5. Sınıf Cengizhan Tokur'un "Milli Mücadeleden Günümüze Tıbbiyeliler" adlı sunumu aynı zamanda Niğde Türk Ocağı Şubesi için de tarihi bir anın imzası oldu. Bundan böyle ocakbaşı sohbetlerinin gerçekleşeceği ve hergün gün boyu açık olarak bir kültür ve sanat yuvası olması planlanan M. Yılmaz Uzun salonu Niğde'deki Tıbbiyelilerin sunumuyla açıldı.
14 Mart neden Tıp bayramı olarak kutlanıyor?
II. Mahmut döneminde Hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi'nin önerisiyle kurulan Tıphane-i Amire ve Cerrahane-i Amire (14 Mart 1827) Türkiye'de modern tıbbın başlangıcı olarak kabul görmektedir. Türkiye'de toplumu ileri taşıyan birçok yeniliğin öncüsü olan tıbbiyeliler yalnızca bireyi değil toplumu da sağaltan ve refah seviyesinin yükselmesini amaçlayan işler yapmayı başarmışlardır. Milli mücadele döneminde henüz 18 yaşında bir tıbbiyeliyken vatan toprakları için mücadele etmekten çekinmemiş Hikmet Boran’ın Atatürk'e "Paşam beni tıbbiyeliler işgalcilere karşı direniş için gönderdiler. Burada kim manda himayesini kabul ederse onun karşısında oluruz, eğer siz mandayı kabul ederseniz sizin de karşınızda oluruz!" sözlerini aktaran Kılıç ve Tokur cumhuriyet kurulduktan sonra ülkenin yetiştirdiği birçok münevverin Tıbbiyeli olduğunu ve genç Türkiye'nin yaşadığı ciddi atılımlarda büyük pay sahibi olduklarını belirttiler.
Konuşmacılar, Tanzimat döneminin önemli ediplerinden ve aynı zamanda bir hekim olan Cenap Şahabettin'e atfedilen "Tıbbiyeden her şey çıkar, arada bir de doktor çıkar!"
sözünü aktarırken bu sözün haklılığını örnek olarak verdikleri, Tıbbiyeli Hikmet, Dr. Refik Saydam, Dr. Nihat İlhan, Dr. Sadık Ahmet, Dr. Gazi Yaşargil ve Dr. Aziz Sancar gibi isimlerin hikayelerinin yanı sıra ülkedeki hekimlerin milletin ve devletin müreffeh bir ömür sürmesi için pandemi ve 6 Şubat depremleri gibi olağanüstü durumlarda ne büyük fedakarlıklar yaptıklarını söylediler.
Yurtdışına göçmek zorunda bırakılmadıkları, şiddet görmedikleri, hekimlik mesleğinin saygınlığına yaraşır çalışma koşullarına sahip oldukları günlerin olması ümidiyle Türkiye'deki tüm hekimlerin ve tıbbiyelilerin 14 Mart Tıp bayramı kutlu olsun!
Yaşasın Türk Hekimleri!