Vallahi İyi Biliriz…
Uzaktan tanıyanlar için bir efsane idi Muhsin Başkan. Ama benim gibi yakından tanıyanlar için yaşanan, hatta yaşanması gereken bir güzellik. Hakkında söylenen ve yazılanların ortak paydası beş-on kelime ile özetlenebilir:
- Yiğit, Delikanlı, Uç Beyi, Türkmen Beyi,
- Güzel
- Dost, Güvenilir, Sözünün eri, Vefalı, Dürüst
- İstikamet ve vakar sahibi, Ahlakını yaşayan, Takva Sahibi
- Başkan
- Muhsin.
Hayatının her döneminde içinde bulunduğu bütün toplulukların ( sınıf, okul, dernek, parti vb) başkanı oldu. Başkanlık sorumluluk almak demektir. Yani Allahın emrettiği gibi yaşamak. Takva, hidayete giden yol, takva sahibi hidayetten de önce sorumluluk ahlakını yaşayan insandır. Salih amel, sorumluluğu yerine getirme amaçlı eylem, salih kul da sorumluluğunu bihakkın yerine getiren kul.
Muhsin Başkan, bütün hayatı boyunca hep sorumlu idi. Kimden? Herkesten sorumlu, her şeyden sorumlu. Yeryüzünden sorumlu Allah vekili. Hatta gelecekten sorumlu bir Allah görevlisi. Allah adına, Allah adıyla…
Öyle olduğu için de her ahval ve şartta doğruları söyleyebildi korkmadan çekinmeden. Açık ve düz yaşadı. Öyle olduğu için de hacmi küçük, fakat özgül ağırlığı büyük adam olarak hep saygı gördü, sevgi gördü, ciddiye alındı. Öyle olduğu için Türkiye’de yaşayan % 70 insanın ikinci partisi oldu. Tek başına Milletini omuzlayan bir Horasan Eri oldu.
Çok okuyan, çok öğrenen, çok çalışan, çok bilen biri idi. Türk ve Dünya Meselelerine tam anlamıyla vakıf idi. Benim telefon rehberimdeki adı DK idi. Yani Dede Korkut. Bu isimle benimsemiş, yüreğime öylece koymuştum.
Çok az siyasetçiye nasip olan ahlaklı bir hayat yaşadı. Meclise ve politika arenasına onur verdi. Hiç yanlış yapmadı. Para, pul, makam ve mevkileri elinin tersiyle itiverdi. Örnek siyasetçi oldu. Siyaset bilimi okutan fakültelerin ders kitaplarına örnek kişi olarak koyulacağına ve hakkında pek çok doktora tezleri yapılacağından hiç şüphem yok.
10 sene önce yine bu ayda, yine seçime 3 gün kala, yine bir trafik kazasında oğlum Murat’ım Allaha yürümüştü. Seçimden 3 gün sonra da toprağa vermiştik. 10 sene sonra yine bu ayda, yine seçime 3 gün kala Başkanım-Oğlum Muhsin’im sonsuzluğun sahibine kavuştu ve yine seçime 3 gün kala toprağa verdik. Ben evrende tesadüfe tesadüf edilmeyeceğini biliyorum.
Muhsin Başkanın 5 yıl Genel Başkan Yardımcılığını yapmanın şerefini ve gururunu taşıyorum. Güzelliklerini yaşıyorum. O zamanlar; “ Bir büyük partiden aday olsaydın da bakan olsaydın” diyenlerin, şimdi telefonlarla “ne kadar isabetli bir Başkan ile siyaset yaptığımdan dolayı” tebrik etmelerini, Duha suresinde Efendimize (bize de) “sonun şimdikinden hayırlıdır” diyen Rabbimizin bir lütfu olarak görüyorum.
Hakkında söylenenlerin ve yukarıda bazılarını yazdığım sıfatların sadece birinin şerefi için can verilir. Muhsin Başkan bunlardan sayısızca taşıdı benliğinde ve öyle de yürüdü Rabbimize. Ve bize sorarlarsa eğer Başkanımı:
“ Vallahi iyi biliriz. Çok iyi biliriz”.