TÜRK OCAKLARI GENEL BAŞKANI Prof. Dr. MEHMET ÖZ’ÜN 2024 YILI YENİ YIL MESAJI
Değerli Ocaklılar,
Aziz Gönüldaşlarım,
Miladi takvime göre yeni bir yıla giriyoruz. Aslında zaman kesintisiz bir şekilde akıp gidiyor ama güneş takvimine göre aylar, mevsimler birbirini izleyerek bir yılı tamamlıyor. Bir yılı arkada bırakıp yeni bir yılı karşılamak; geçmişe dönük muhasebeler ve geleceğe dönük yeni beklenti, ümit ve tasarımlar açısından bir imkân ve fırsat olarak değerlendirdiğimiz takdirde bir anlam taşır.
Geride bıraktığımız yılda memleketimiz büyük bir deprem felaketine uğradı. 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremler Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya, Gaziantep, Osmaniye, Kilis, Adana, Elazığ, Şanlıurfa ve Diyarbakır illerimizde büyük yıkımlara ve çok sayıda can kaybına mal olduğu gibi bütün milletimizi ve ülkemizi de derinden etkiledi. Bu vesileyle depremde hayatını kaybedenleri bir kez daha rahmetle anıyorum. Bu olay bize, ülkemizin deprem bölgesi olduğunu, kentleşme ve imar faaliyetlerinde, diğer etkenlerin yanında ve hatta en başta bu durumu dikkate alarak kapsamlı bir yeniden düzenlemeye ihtiyaç olduğunu gösterdi.
2023 yılında ülkemizde genel seçimler yapıldı. Siyasilerin kutuplaştırıcı diline rağmen bu seçimleri de asil Türk milleti, büyük bir olgunlukla nihayete erdirdi. Önümüzde ise yerel seçimler var, bu sürecin de kavgasız ve olgun bir rekabet içinde tamamlanması en büyük dileğimizdir. Siyaseti kişi, grup, zümre çıkarları için ve milletin inanç, duygu ve değerlerini istismar ederek yapan zihniyet ve yaklaşım yerine, Türk milletinin bütününü kucaklayıcı bir bakış açısıyla yapan bir anlayışın daha fazla yaygınlaşıp hâkim olmasına ihtiyaç duyuyoruz.
Türkiye, içeriden ve dışarıdan millî bütünlüğe ve devletin bekasına yönelik tehditlerle karşı karşıyadır. Bu, günümüzün meselesi değildir; bu coğrafyada yaklaşık bin yıldır kesintisiz bir şekilde süren Türk siyasi hâkimiyetinin her devirde karşılaştığı bir gerçekliktir. Türk milletinin mutluluk ve refahı, Türk Devleti’nin ekonomisinden askerî gücüne kadar bütün alanlarda güçlü olmasına bağlıdır. Devletin gücünün en önemli dayanağı da adalet, liyakat ve istişare ilkelerine göre yönetilmesidir. Bütün sıkıntı ve hatalara rağmen Türkiye Cumhuriyeti Devleti, geride bırakmakta olduğumuz yılda 100. yılını gururla idrak etmiş ve kutlamıştır. Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün temenni ettiği gibi de Cumhuriyet’imiz ilelebet payidar kalacaktır.
Bu toprakları bize vatan kılan bütün atalarımızı, Millî Mücadele’mizin Başkomutanı ve Cumhuriyet’imizin kurucusu Atatürk ve silah arkadaşlarını, geçtiğimiz günlerde ebediyete uğurladığımız şehitlerimizi ve bu cennet vatan, bu büyük millet ve bu kutlu devlet uğruna şehadet şerbeti içen bütün kahramanlarımızı da bu vesileyle saygı, minnet ve rahmetle anıyorum. Ruhları şâd olsun.
2023 yılının son ayları Filistin’de, Gazze’de bütün dünyanın gözleri önünde insanlıktan çıkmış İsrail yönetimi ve ordusunun hiçbir değer tanımaksızın, çoluk çocuk, asker sivil ayırt etmeksizin icra ettiği bir soykırıma tanık olmuştur. Irak’ın yalan olduğu kabul edilen iddialarla işgali, Suriye’de İkinci İsrail’i kurma hedefini perdeleyerek sözde demokrasi getirme iddiasıyla başlatılan iç savaş dâhil geçmişteki pek çok hadise gibi, Gazze’de yaşananlar da “medeniyet” denilen “tek dişi kalmış canavar”ın sözde insan hakları ve demokrasi söylemlerinin, kendi hâkimiyetlerini dayatmak için istismar ettiği kavramlar olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bu vesileyle Gazze’de katledilen masumları rahmetle anıyor, İsrail’i ve ABD başta olmak üzere destekçilerini şiddetle kınıyorum.
Daha önceki dönemlerde de zaman zaman büyük katliam ve zulümlere muhatap olmuşlardı, ancak 2016’dan ve daha belirgin şekilde de 2018’den bu yana âdeta dünyadan tecrit edilmiş bir şekilde sessiz bir soykırıma tabi tutulan Doğu Türkistan’daki kardeşlerimize yönelik Çin işkencesi hâlâ devam ediyor. Artık Doğu Türkistan’da yeni nesiller, Çin yönetimi tarafından köklerinden ve değerlerinden kopartılmış şekilde yetiştirilerek kadim Türk yurdunun Türklük ve Müslümanlık kimliği yok ediliyor. Çin’in küresel egemenlik savaşındaki rakipleri tarafından istismar edilmesi, Kırım’dan Doğu Türkistan’a uzanan hatta Türklerin uğradığı haksızlık ve baskıları görmezden gelmenin mazereti olamaz. Türkiye başta olmak üzere Türk Devletleri Teşkilatı üyelerinin bu meselede tavır koymaları elzemdir.
Geçtiğimiz yıllarda yaşadıklarımızdan ders alarak geleceğe daha iyi bir şekilde hazırlanmamız için bilime, akla, uzmanlığa ve liyakate önem ve öncelik veren, kişi veya zümre çıkarlarını değil millî ve insani değerleri temel alan bir anlayışın başta devlet yönetimi olmak üzere bütün kurum, kuruluş ve yapılarımızda hâkim olmasını, 2024 yılının Türk milletine, Türklük camiasına ve İslam âlemine ve bütün insanlığa huzur, barış ve iyilikler getirmesini dilerim.