Çin yönetiminin iki yıl önce Türkçe şiir okuduğu suçlamasıyla tutuklayıp 8 yıl hapis cezası verdiği ve toplama kamplarından birine koyduğu Abdurehim Heyit’in şehit olduğu haberinin doğru olmadığı, bir Çin televizyonunda yayınlanan 26 saniyelik canlı görüntüsüyle dünyaya duyuruldu.
Bu değerli sanatçının yaşamakta olması elbette sevindirici bir olaydır. Çin yönetiminin vefat haberine ilişkin tepkiler sürerken üç gün bekledikten sonra bu açıklamayı yaptırması tipik bir dezenformasyon taktiğidir. Böylelikle Doğu Türkistan’da yapmakta olduğu asimilasyon ve zulümlere karşı dünya kamuoyunda giderek yükselen tepkileri engellemek, haberlerin asılsız olduğu kanaati uyandırmak, yaptıklarını meşru göstermek istiyor. Ancak bunu yapmak isterken bile nasıl bir zulüm mekanizması işlettiğini itiraf etmiş oluyor.
Düne kadar varlığını ısrarla inkar ettiği toplama (esir) kamplarını artık resmen kabullenmiş durumda. Buralarda tutulan üç milyona yakın Doğu Türkistanlı’ya kimliğini unutturup mankurtlaştırmak için neler yaptığını artık bütün dünya biliyor. Toplama kamplarına konulan ailelerin çocuklarının sahipsiz kalmalarını özellikle isteyerek bunları Çinlileştirmeye yönelik insanlık dışı uygulamaları, Uygurların evlerine birer Çin’li erkek yerleştirerek aile mahremiyetini ortadan kaldırması, Uygur kızları Çinlilerle evlenmeye zorlaması, ibadet yapılmasını fiilen imkansız hale getirmesi, kamplara tıktığı üç milyona yakın insanın en azından yaşayıp yaşamadıklarına dair bilgi bile vermekten kaçınması insanlık adına utanç verici vahşet örnekleridir.
Çin, bütün din ve inançları Çinlileştireceğini ilan ederek bu uygulamaların ipucunu zaten vermişti. Bu nedenle ortaya çıkan tablonun şaşırtıcı bir tarafı yok.
Heyit üzerinden dezenformasyon yapma girişimi başarısız olmuştur. Özellikle Türk Dışişlerinin bu konudaki açıklaması Çin’in aslında yaptıklarına gösterilecek tepkilere duyarsız kalamayacağını ortaya koymuştur. Heyit konusunda Türk kamuoyunun gösterdiği hassasiyet, verilen tepkiler son derece etkili olmuştur. Bu ilgi daha da yoğunlaştırılmalı, Doğu Türkistan'daki zulüm ve asimilasyon dünya kamuoyunun meselelerinden biri yapılmalıdır
Türkiye artık Abdurehim Heyit'in durumu ile doğrudan ilgilenmeli, Türkiye'ye getirilmesi için yoğun çaba göstermelidir. Çin ile mutlaka anlayacakları dilden konuşmalıyız. Unutmayalım ki iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerde Çin bire dört oranında daha fazla kazanmaktadır. 22 milyar dolarlık ticaret hacminde Türkiye iki buçuk milyar dolar ihracat yaparken, Çin'den 20 milyar dolarlık ithalat yapıyoruz.