Bu arada Türk kamuoyu, Sayın Aktan’ı başka bir yönüyle de tanıma fırsatı buldu. Katıldığı televizyon programlarında, toplantılarda en karmaşık konularda bile, görüş ve düşüncelerini çok net ve berrak bir tarzda anlatıyor, ilgiyle izleniyordu.
Gündüz Aktan’ı meslektaşları arasında farklı kılan e önemli özelliklerinden birisi, doğrudan bilgi ve araştırmaya dayalı son iki yüz yıllık çöküş ve diriliş dönemlerini kıyaslayıp doğru hükümlere varabilen bir analiz kabiliyetine, tarih şuuruna sahip olmasıdır.
Bazı aydın ve siyasetçilerin AB ile ilişkilerimizi, siyasal bir dönüşüm politikası haline getirmeye, ne pahasına olursa olsun Brüksel’den gelecek önerilere evet demeye yönelik telkin ve tavsiyelere karşı basında doğruları yazabilen ender kalemlerden birisi Gündüz Akan olmuştur.
2004 yılında Türkiye’yle görüşmelerin başlamasına ilişkin AB zirve toplantılarından dönen Başbakan’ı karşılamak üzere düzenlenen toplantıyı tarihi bir zafer törenine dönüştürmeye çalışan Belediye Başkanının şu anda ne düşündüğünü merak bile etmiyoruz.
Milliyetçi camia, Gündüz Aktan’ı geç tanıdı, ne yazık ki çabuk kaybetti. Muhalif bir partinin milletvekili olması, Meclis çalışmalarında daha faal olma imkânını vermediği gibi, gazete ve televizyonlardaki yazma ve konuşma imkânlarını da hemen tümüyle ortadan kaldırmıştı.
Gündüz Aktan’ı sevenlerin, özellikle aile efradının, gazetelerdeki yazlarını, bazı televizyon programlarını ve muhtelif toplantılarındaki konuşmalarını derleyerek birkaç kitap halinde Türk Toplumuna sunmaları gerekir. Her biri, kamuoyumuzun doğruları bulmasında aydınlatıcı bir işlev yapacak değerdeki yazıları gazete sayfalarında kaybolup giderse bu Gündüz Aktan’ı ikinci defa kaybetmek anlamına gelir ve yazık olur.
Gündüz Aktan’ı saygıyla ve sevgiyle anıyor, Cenab-ı Hak’tan rahmet ve mağfiret diliyoruz. Aile efradına ve camiamıza sabırlar diliyoruz.