“Ey peygamber sakın ha nankörlere, kâfirlere boyun eğme, aldırış etme ve Kur’an’ı anlatarak onlarla en büyük cihadı yap (Furkan 25/52).”
29 Mayıs 2016; İstanbul’un fethinin 563. Yıldönümü. Kutlu olsun.
CİHAD YÜREK FETHİDİR
Cihad insanla, insanın gerçek mutluluğu olan İslam arasındaki engelleri kaldırma hareketidir.
Cihad, İstanbul’un Fethi’nden hiç de kolay olmayan “İnsanın Fethi’dir.
Çünkü eğer insanın fethini gerçekleştiremezseniz, İstanbul’un fethi tek başına yetmez.
Toprağa verilen önem insana verilmezse; toprağın kurtuluşu için ölünür de, insanın kurtuluşu hiç dikkate alınmaz; günümüzde olduğu gibi.
ÖNCE İNSAN; BİR ÂDEM, BİR ÂLEMDİR
Bir tek insanın gönlü yeryüzünün en büyük imparatorluğundan daha büyüktür. Ve elbette bir yüreği fetheden yürek fatihi, tüm yeryüzünü istila eden bir cihangirden daha büyük bir zafer kazanmıştır. Çünkü Allah bizi, birbirimizden soracaktır.
SADECE HARBETMEK CİHAD DEĞİLDİR
Bugün cihad sadece harbe indirgenmiştir. Cihad, bir iç ve dış fetih dengesidir. Savaş; ne Kur'an, ne de Allah Resulü tarafından asla bir "fetih" olarak adlandırılmamıştır. Savaş, fetih araçlarından sadece bir araçtır ve üstelik başka çare kalmadığında başvurulması gereken bir araçtır.
“Nihayet Allah seni üstün ve pek soylu bir zafere ulaştıracak (Fetih48/3).”
Bu ayet savaşın değil, Hudeybiye barış antlaşmasının ardından indirilmiştir. Bu temiz zaferdir, Yiğitlik savaştan zaferle çıkmak değildir. Asıl yiğitlik, savaştan temiz zaferle çıkmaktır, savaşsız zafer kazanmaktır. Çünkü Kur'an, kalplerin İslâm'a açılışını gerçek "fetih" olarak adlandırır.
Şöyle bir bakın tarihten günümüze: Zorla ele girenler, zorla elden çıkmıştır. Gönülleri fethedilenler ise elde kalmıştır.
Rabbimiz!
Bu vicdanı olmayan dünyaya, yolu şaşkın insanlara, Kur’an’la yapılan Yürek Fethi yapmayı nasip eyle bize. Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz Allah’ım.
|