3. KONU: KISSALAR
13. Ayet: “Vedrib lehüm meselen Eshabel Karyeh, İz Ca ehel Murselun (Onlara, kendilerine elçiler gönderdiğimiz şehir halkının misalini anlat)
Ayet bir Darb-ı Mesel anlatılacağını söylüyor.
Yasin’in 13-27. ayetleri arasındaki 15 ayette bir misal (MESEL) anlatılmaktadır. Genelde bunlara KISSALAR denir ve Kur’an’ın 1/3’lük bölümü kıssalardan oluşur. Kur’an’ı anlamak için, kıssaları iyi kavramak gerekir.
Kıssa, makaslayarak anlatmak demektir; olayın sadece lazım olan kısımlarını öz olarak anlatmak.
Bu anlatımlar 4’e ayrılabilir:
Kuran Kıssaları hayat kesitleri içinden hisse çıkartmak için verilir, ders ve ibret alınır. Bunlar yaşanmış olaylardan aktarımlardır.
Kıssalar tarih değildir, tarihî bilgiler vermez.
Tarih olabilmesi için şu 3 bilgi gerekir:
Kuran kıssalarında yer adı pek nadiren vardır, şahıs isimleri yoktur, gerektiğinde Peygamber isimleri vardır.
Hz. Meryem’in adı verilir, annesinin adı (Hanne) verilmez.
Hz. İbrahim’in İsmail’in annesi olan eşinin (Hacer) adı geçmez.
Kendisine vahiy gelmesine rağmen Musa’nın annesinin (Asiye) adı söylenmez.
Yusuf kıssasında olaydaki evin sahibi azizin ve eşinin (Züleyha) adı Kur’an’da yer almaz.
Firavundan bahsedilir ama Mısır Kralı 2. Ramses’in adı söylenmez. Firavun ad değil, unvandır; Tanrının sarayında oturan adam demektir
Aynı şekilde Karun unvandır, o zenginin adı değildir.
Hz. Peygamber zamanından Tebbet suresinde ismi geçen Ebu Leheb, Efendimizin amcası Abduluzza’nın adı değil, unvanıdır. Yine surede bahsedilen eşinin adı (Ümmü Cemil) geçmez.
Tevbe 9/40’da bahsedilen hicret olayında Peygamberin sürüp çıkartıldığı şehir (Mekke) yazmaz, iki arkadaşın saklandıkları mağaranın (Sevr) adı geçmez, Allah Resulünün mağara arkadaşının (Hz. Ebu Bekir) ismi yer almaz.
Kuran Peygamberlerin de hepsinin adını söylemez, sadece 28 Peygamber adını verir. İbrahim’in babasının adını söyler; Azer. İsa’nın annesi Meryem’in ve Meryem’in babası İmran’ın adını söyler.
Hz Muhammed zamanından sadece bir isim geçer Kur’an’da: Zeyd. Başka da isim söylenmez.
Kuran mesajı evrenseldir; isimler üzerinde değil, nitelikler üzerinde durur. Sadece indiği yer olana Arabistan’ın o dönemine ait mesaj değildir; evrenin tamamına ve bütün zamanlar için caridir. Bu sebeple Kur’an vahyinin indiği zamana ait şehir, şahıs ve yer isimleri geçmez; oraların iklimi bile yer almaz. Mesela dinin Peygamberinin anne ve babasının adı Kur’an’da bulunmaz.
Kur’an Firavun derken, Firavunluğu kasteder. Firavun ölmüştür ama Firavunluk ölmemiştir. Ebu Leheblik ve Ebu Leheblere yardım eden kadınlar da ölmemiştir.
Yasin 13’den itibaren başlayan 15 âyetlik “DARB-I MESEL”, kıssa değil meseldir. Yaşanmış olabilir, olmayabilir de; gerçekleşmesi mümkün olabilir, olmayabilir de.
Kuran bir olaya mesel diyorsa, artık “o adamlar kimdir, nerede yaşamıştır?” diye kafanızı yormayın. Bunlar bize lazım değil; gerekli olsaydı Rabbimiz söylerdi.
Bize düşen, bu diyaloglara önem vermek, güne ve hayata dair müstesna sonuçlar çıkartmaktır.
Çünkü Darb-ı Meseli veren Âlemlerin Rabbi olan Allah’tır.
Bizi mesellerle eğiten ve öğreten, hisse, ders ve ibret almamızı lütfeden Rabbimiz. Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz.