TÜRK OCAKLARI

GENEL MERKEZİ

5 Temmuz 2009 Urumçi Unutulmayacak!
Orhan KAVUNCU

Geçen yıl 5 Temmuz’da Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’de on binlerce Uygur Türkünün gösterisine Çin yönetimi müdahale etmiş, hükümetin açıklamasına göre 197 kişi ölmüş, 1721 kişi yaralanmıştır. Olaydan iki gün sonra, 7 Temmuz’da muhtelif zamanlarda Doğu Türkistan’a yerleştirilmiş olan eli sopalı binlerce Hanzu (Çin’de yaşayan etnik gruplardan en kalabalık olanı, ana unsur) Urumçi sokaklarında Uygurlara saldırmış, hükümet güçleri de bunlara destek vermiştir. Bu olaylarda ölenlerin sayısı binlerle ifade edilmektedir.

Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin haber kaynaklarından edinilen bilgilere göre, olaylarla ilgili soruşturma, tutuklama ve yargılamalar halen devam etmektedir. 5 Temmuz olaylarından bugüne kadar idam cezasına çarptırılanların sayısı 34’e ulaşmıştır. Bu rakam, Çin resmi makamlarının açıkladığı rakamdır; gizli idamların çok daha fazla olduğu ve halen devam ettiği söylenmektedir. 9 Ararlık 2009 günü, 5 Temmuz olaylarından sonra Kamboçya’ya sığınmış olan 20 Uygur Türkü, bu ülke tarafından Çin’e iade edilmiş olup, bunların akıbetinden haber yoktur. Uluslararası af örgütü ve Gözleme Komitesi Amnesty, Pekin’den Kamboçya’nın Çin’e zorla iade ettiği bu 20 kardeşimizin akıbeti hakkında açıklama istemiş, ancak bugüne kadar Çin’den bir açıklama gelmemiştir.

Uygur kaynaklarında aldığımız bilgilere göre Çin, olaylardan sonra 2 milyon kilometrekarelik Doğu Türkistan’da telefon ve internet hizmetlerini kapatmış, hemen her yerleşim yerine defalarca operasyon düzenlemiş, çok sayıda genci tutuklamıştır. Tutuklanan bu gençlerin çoğunun kimliği Dünya kamuoyunda bilinmemektedir, bilinenlerin de akıbeti meçhuldür. Bugün Doğu Türkistan’da seyahat hürriyeti yoktur, bir kasabadan en yakın bir kasabaya gitmek dahi izne tabidir. Doğu Türkistan’daki kardeşlerimiz temel hak ve hürriyetlerden mahrumdur.

* * *

Geçen yıl olanlar Doğu Türkistan’da ilk değildir. Çin hükümeti, Çin’in Doğu Türkistan’ı kontrol altına almaya başladığı 18. Asır sonlarından beri bu acımasız politikalarını devam ettirdi. Hanedanla değişti, sistem değişti, ama Çin zulmü değişmedi. Doğu Türkistanlıların her barışçı talebini cebir ve şiddet kullanarak reddetti.

Bu talepler cümlesinden olarak 1990’dan bu tarafa üç büyük olay meydana gelmiştir. 4 Nisan 1990’da Barın’da, 4 Şubat 1997’de Kulca’da ve nihayet 2009’da Urumçi’de Çin yönetimin haksız uygulamalarına barışçı yollardan tepki gösteren kardeşlerimize Çin güvenlik güçler silahla karşılık vermiş, temel hak ve hürriyetleri talep etmekten başka niyeti olmayan insanlar terörist, fundamentalist İslâmcı veya bölücü muamelesi görmüşlerdir. Oysa bu son üç olayda da, ya dini bir ibadet engellenmiş, ya genç insanlar özellikle de kızlar zorla başka yerlere çalışmaya götürülmüş ve oralarda insanlık dışı uygulamalara maruz bırakılmıştır. Doğu Türkistan halkı da bu uygulamalara karşı tepkilerini barışçı yollardan dile getirmek istemiş, Çin güvenlik güçleri de toplantı ve gösteri hürriyeti olması gerekirken, kalabalıkları silahla ve şiddetle dağıtmıştır. Çin kapalı kapılar ardında Uygurları yok etmeye yönelik politikalarını acımasızca sürdürmektedir. Çin’in bu acımasız baskı siyaseti dayanılmaz hale gelmiştir. Doğu Türkistan Türklüğünün feryadına Dünya devletleri ne yazık ki yeterli derecede sahip çıkmamaktadır.

Dünyanın bu olayları iyi anlaması gerekir. Vicdanı olan herkes bilmelidir ki, Çinliler Doğu Türkistan Türk halklarını, dil, inanç ve kültürlerini unutturarak, bunları yaşatmak isteyenleri engelleyerek yok etmek niyetindedir. 5 Temmuz Urumçi olayı ve öncekiler, Çin’in uyguladığı bu asimilasyon politikalarına karşı gösterilen en masumane tepkilerdir. Çin bu masum tepkilere dahi tahammülü olmadığını göstermiştir.

5 Temmuz’un yıldönümünde Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin acılarını paylaşıyor, Dünya Uygur Kurultayının Doğu Türkistan Türklüğünün ıstırabını dünyaya duyurmak amacıyla düzenlediği anma toplantıları, protesto yürüyüşleri, mitinglerde yanlarında yer alıyor, haklı gördüğümüz mücadelelerinde onları destekliyor ve başarılar diliyoruz.