Türk Yurdu’nun Mayıs 2010 sayısında Prof. Dr. M. Cemal Sofuoğlu, Prof. Dr. Abdülkadir Şener ve Prof. Dr. Mustafa Yıldırım’la yapılan röportajı okurken, birlikte hazırladıkları, “Yüce Kur’an ve Açıklamalı – Yorumlu Meali” isimli çalışmalarından haberdar olmuştum. Anlatılanlar beni oldukça etkilemişti. Bu konudaki bilgisine ve ilmine güvendiğim Zekai Ak Hoca’ya konuyu açtığımda masasının üstünde duran kitabı gösterdi. Çok güzel bir çalışma olduğunu ve Cemal Hoca’yı arayıp tebrik ettiğini söyledi. Orada birkaç sayfasını okumuş ve evimde 5 – 6 ayrı meal olmasına rağmen kitabı almaya karar vermiştim. Bugün, yarın derken kitabı ancak yeni alabildim. Okumaya başladığımda –roman ya da hikâye demeye dilim varmıyor- sanki konulu bir kitap gibi akıp gittiğini, öteki meallerin aksine hiç kopukluk olmadığını fark ettim. Bunda, öbür meallerde sıkça rastladığımız Türkçe hatalarının olmamasının etkisi de vardı tabii. İşte o röportajda, bu değerli hocaların verdikleri cevaptan bir cümle: “Edebi bir metinde, bilhassa da Kur’an’da dil ve üslup son derece önem arz etmektedir. Bu üslubu kavramadan ayetleri doğru anlamak ve tercüme etmek mümkün değildir.”
İşte bu… İlahiyat tahsili yapmamama rağmen az çok okuyan, konulara aşina bir Müslüman sayılırım. Ancak mevcut meallerdeki donukluk, kopukluktan hep rahatsız olmuşumdur. Yıllar önce bu konuda bir çalışma yapmaya koyulmuş, sonra da vazgeçmiştim. Şunu yapmak istiyordum: Mealleri anlaşılır hale getirmek! “Mealin de meali mi olurmuş?” diyebilirsiniz ama meal anlaşılmıyorsa, dil ve üslup bozuksa ve sade halkın anlayamayacağı kemleler kullanılmışsa ve mesela “müttakiler”in ne anlama geldiği, “kendisine nimet verilenler”in kimler olduğu belirtilmemişse vatandaş bu mealden ne anlayacaktı. Bazı mealler de de sanki ayetlerin yalnızca kelime kelime tercümesi yapılıyor, bütünlük sağlanamıyor ve Arapça cümle yapısı Türkçe’ye aktarılırken anlam kaymaları, üslup bozuklukları kaçınılmaz oluyordu. Güya bunu telafi edecektim. Konuya tam vakıf olmadığım için bunu elbette önüme açtığım meallerden karıştırıp kaynaştırarak yapacaktım ve mutlaka hatalı olacaktı. İyiki de vazgeçmişim. Şimdi düşündüğümden daha iyisi ve mükemmeli çıktı. Bu meal okunduğu zaman artık ciltler dolusu tefsirlere de gerek kalmayacağı kanaatindeyim. Çünkü Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de, Kur’an-ı Kerim’in “apaçık bir kitap” olduğunu buyuruyor. Yeter ki bu çalışmada olduğu gibi ehil kişiler tarafından Türkçe kurallarına da uyularak dilimize aktarılsın. Değerli üstadlara teşekkür ediyorum.
Bir karşılaştırma yapılabilmesi için Fatiha Suresi’nin Türkçe açıklamasını önce başka bir mealden, hemen ardından da Prof. Dr. Cemal Sofuoğlu, Prof. Dr. Abdulkadir Şener ve Prof. Dr. Mustafa Yıldırım’ın hazırladıkları eserden aktarıyorum:
“Rahman ve Rahim olan Akllah’ın ismiyle. Hamd, alemlerin Rabbi olan Allah’adır. O Rahman ve Rahimdir. O, din gününün sahibidir. Yalnız sana kulluk eder, yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola ilet. Nimet verdiklerinin yoluna ilet. Bizi gazaba uğramışların ve o sapmışların yolundan koru.”
“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Hamd; bütün övgüler, şükürler âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. O Rahmandır; bütün kullarını sevgisi ve merhametiyle kuşatır, Rahimdir; kullarına karşı daima şefkatlidir. O, hesap gününün yegane hâkimidir. Ya Rabbi! Biz seni layık olduğun şekilde tanır, yalnız sana kulluk ederiz ve yalnız Senden yardım dileriz. Sen bizi doğru yola ilet; nimet verdiklerinin* yoluna. Gazaba uğrayanların* ve sapıtanların yoluna değil.”
Dipnotlarla da, “nimet verilenleri”in ve “gazaba uğrayanlar”ın kimler olduğu yine Kur’an-ı Kerim’e dayanarak açıklanıyor.
Ezcümle, yukarıda sözünü ettiğimiz üç değerli ilim adamımızın hazırladığı “Yüce Kur’an ve Açıklamalı – Yorumlu Meali” her evde bulunması gereken ve dostlarımıza, çocuklarımıza, torunlarımıza hediye edebileceğimiz değerli bir eser. Öyle inanıyorum ki, mealleri baştan sona okumaya niyet ettiği halde alıp alıp bırakanlar bu kitabı ellerinden düşürmeyecekler ve sanki orijinal metni okuyormuşçasına haz alarak tamamlayacaklardır.
Orijinal Kur’an metni ve mealinin birlikte yer aldığı kitap Türkiye Diyanet Vakfı Yayınevleri ile Tibyan Yayıncılık ve Matbaacılık’tan temin edilebilir.