TÜRK OCAKLARI

GENEL MERKEZİ

Türk Dünyası Sevdalısı Kadir Tosun’dan Yeni Bir Kitap: Urallara Doğru

“Emekli olmadan önce hanıma, emekli olduktan sonra evde çiçek yetiştiremem. Kuş beslemem. Balığa çıkmam. Ava gitmem. Dernekçilik, kooperatifçilik, vakıfçılık yapmam. Tarikata girmem. Cemaate karışmam. Bu dünyadan elimi eteğimi çekmem. Özetle; evde ölümü beklemem. Çalışmaya devam ederim. Ölsem de ayakta ölürüm… Ben bundan sonra Türk Dünyası’na  hizmet etmek, bilgi ve birikimlerimi onlarla paylaşmak, oraya aktarmak istiyorum…”

 

Böyle der bürokratlığa nokta koyan Kadir Tosun ve 17 Mayıs 2004 tarihinde bir arkadaşıyla birlikte, “Türk Dünyası’nda en fazla mağdur olanlar” dediği Kırım’ın yolunu tutar.  Niyetleri, ihtiyaçları tespit ettikten sonra orada iş kurmak, fabrika açıp Kırım Türklerine yardımcı olmaktır. Yanlarında, Kırım Türklerinin efsanevi lideri, büyük Türk Kahramanı Mustafa Cemiloğlu’nun Türkiye’den sipariş ettiği koliler dolusu Kırım bayrakları da vardır. O bayraklar, 18 Mayıs 2004 tarihinde, Akmescit’teki Lenin Meydanı’nda, Kırım Türklerinin sürgün edilişlerinin 60. Yıldönümü dolayısıyla düzenlenecek mitingde kullanılacakmış. Ertesi gün miting meydanını dolduran kalabalığa hitap eden ve nezaketen oraya gelen Ukrayna ve Kırım Başbakanlarının gözlerinin içine baka baka “Kırım Otonom Tatar Cumhuriyeti Kurulacak” diyen Cemiloğlu ve Kırım Türklerinin “Bozkurtlar Geliyor” diye ortalığı inletmeleri Kadir Tosun’u duygulandırır, hıçkırıklara boğar.

 

Buraya kadar her şey güzeldir de iş kurma konusunda başarılı olamazlar. Daha doğrusu, Sovyetlerden intikal bürokrasi illeti, Türkiye’de bürokrasiden emekli Kadir Tosun’a “İllallah” dedirtir. Cemiloğlu’nun gayretleri, Türk asıllı Bakanlarla görüşmeleri de kar etmez ve tahsis çıkartamazlar. Dolayısıyla 2,5 aylık iş gezisi sonuç itibariyle bir turistik gezi olmuş, Kırım’ın her köşesini gezerek ve kuracağı işe sermaye olması niyetiyle sattığı Antalya’daki evinden de olarak geri döner.

 

Ama olan olmuştur bir kere; “Bir musibet bin nasihattan evladır” kavlince Kadir Tosun dersini almış ve iş kurma sevdasından kurtulup uçsuz bucaksız Türk Dünyası’nı gezip inceleme sevdasına tutulmuştur. Orta Asya coğrafyasını, Doğu Türkistan’ı, velhasılı İran’ı, Turan’ı baştan başa gezer de gezer. Biz de O’nunla Isıggöl’e, Manas’a, ilk Müslüman Türk Hakanı Abdulkerim Satuk Buğra Han’a, Semerkand’a, Buhara’ya, Taşkent’e, Bilge Kağan’a, Kültigin’e, Tonyukuk’a, Orhun’a gitmiştik. Issız bucaksız Moğolistan çöllerinde “Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz” diye marşlar söyledik, Orhun’un kaynağından sular içip, şelalesinin oluşturduğu gölette yüzerek ruhumuzu kandırdık, arındırdık.  Bu geziler sırasında bana, ilk Türk minaresi olan Satuk Buğra Han’ın Bunara’sına çıkıp ezan okumak da kısmet oldu.

 

Kadir Tosun, Türkiye ve Türk Dünyası için görüş ve düşünceleri ile seyahat notlarını “Ütopyadan Gerçeğe”, “Geleceğin Yol Haritası”, “Ötüken Yolcuları”, “Türkistan Kazan Ben Kepçe”, “İran’dan Turan’” ve en nihayet “Urallara Doğru” isimleri altında kitaplaştırdı.

 

Son kitabında yer alan Kırım seyahati, benim de Azerbaycan’a gittiğim 2004 Mayıs’ında yapılmış ama Çuvaşistan, Tataristan ve Başkurdistan Özerk Cumhuriyetleri’ne yapılan geziler 2013 ve 2014 yıllarında gerçekleştirilmiş.

 

Kadir Bey’in şöyle bir tezi var: “Hayaller ertelenmez!” Gerçekten çok doğru. Daha önce fırsat varken “Nasıl olsa gideriz” diye Kırım’ı sona bırakmıştım. 18 Mart 2014 tarihinde Ruslar Kırım’ı yeniden işgal ve ilhak edince gidişim de suya düştü. Onun için hayaller ertelenmemeli ve fırsatlar mutlaka değerlendirilmeli.

 

Bu kitap, Urallar ve çevresinde oluşan Türk varlığının izlerini, hala ayakta kalan eserlerini, Altınordu Devleti’nin hüküm sürdüğü toprakları, destansı Sibirya’yı gözlerimizin önüne sererken; kendi dertleri başlarından aşkınken Osmanlı Türk İmparatorluğu’nun çöküş ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş dönemlerinde fikirleri, yayınları, yol göstericilikleri, ilmi çalışmaları ile ufkumuzda birer yıldız gibi parlayan İsmail Gaspıralı, Yusuf Akçura, Sadri Maksudi Arsal, Ahmet Zeki Velidi Togan gibi değerlerin diyarlarını da bize tanıtması açısından büyük önem taşıyor.

 

Kadir Tosun yalnızca kendisi gezip gördüklerini böyle kitaplaştırıp anlatmakla yetinmiyor ve gruplar oluşturarak onlara rehberlik ediyor ve kazandığı tecrübelerle sağlıklı, huzurlu gezi programları düzenliyor.

 

Evet, hayallerimizi ertelemeyelim. Kadir Tosun’un peşine takılarak ya da başka fırsatları değerlendirerek Türk Dünyası’nı gezip dolaşarak atalarımızın hatıralarını yâd etmeye gayret edelim.

 

(*) Urallara Doğru, Berikan Yayınevi, 2015