Ey Peygamber!

Sen ki göklere kaldırdın iyilik sancağını,
Sen ki yerlere gömdün kötülüğün adını…
Sanıyor musun ki öldü Ebu Cehiller,
Ve ölmediler bir daha ezilerek sefiller?!

Gözlerimle görür gibiyim seni,
“Yen!” diyorsun “kara kalpli gölgeni”…
Oysa gölge olmaktan çıktı kötülük bende,
Ve iyilik yenildi, künde üstüne künde…

Kötülüğün postalları, geziyor kabrinin üzerinde,
Batılı kuşandı kötülüğü, Ebu Cehillerin yerine…
Gözlerinin ortasından vuruyor, öldürüyor bebekleri,
Torununun katili Yezid, Kerbela’da Amerikan askeri…

Kalbimiz umutsuz, gönlümüz mahzun,
İsa gökten inmedi, ve sen de yoksun…
Kötülük, hakim olmak üzre bizlere,
Acısın tarih, bizden sonra gelenlere… 

Baharlar gelsin artık binlerce çiçek ve güller,
Gülsün yüzü müminlerin, ötsün bize bülbüller…
Tekrar kubbeler yükseltsin Sinan gönüllerde,
Ve Fatih’lerin atları, coşsun güzel sahillerde…

Kalksın ayağa tekrar sancağıyla Ömer’ler Ali’ler,
Coşsun Kudüs önlerinde Selahaddin Eyyubi’ler…
Ve görsün dünya müjdelenmiş asil kumandanı,
Yeni çağlar açalım, keşfedelim İstanbul’ları…

Beklediğin baharı senle bekliyoruz biz,
Bahardan önce gelen felaketin habercisiyiz…
İsa inerse gökten ne yapar bilmiyorum,
Sadece Muhyiddin gibi haykırıyorum:

Ey Bush! Taptığınız ayaklarımızın altında!
Mevlanaların ruhu, bize yeter aslında…
Hallacı Mansur ordan “Ben Hakkım” diyor bak,
Yunus’ların nesli iyilik için başkaldırıyor ey Hakk…

Ali AYGÜN
www.boylebuyurdunietzsche.com