MUSTAFA ARMAĞAN’ın ZİHNİYETİ ve GAZZE’nin YALNIZLIĞI

Doç. Dr. Hilmi DEMİR

Mustafa Armağan 11/01/09 tarihli Zaman Gazetesinde “Gazze’yi nasıl ve kimin yüzünden kaybettik?” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Bu yazıda Falih Rıfkı Atay’ın “Zeytindağı” adlı kitabından bir Cemal Paşa portresi resmettikten sonra, Osmanlı kalesinin peş peşe yapılan hatalar yüzünden 4 yıl içinde nasıl çatır çatır çöktüğünün nedenini tespit eder: “Cemal Paşa, Arapları tehcir, tedhiş ve silahla Türkleştireceğine inanmıştı. Ermeni tehcirinin tersine, bu defa Suriye ve Filistin'den Anadolu'ya yapılan bir başka tehcirden söz ediyoruz. Çapı öbürüne göre ufaktı ama etkisi sanılandan çok daha büyük oldu. Sonuç, Arap topraklarının büsbütün kaybı ve Filistin'de hâlâ kanayan yara olacaktı.”

Mustafa Armağan’ın “hem Gazze’nin kaybı hem de Gazze’de yaşananlar adına” yaptığı bu akîl çıkarımı, tarihi ve bu günü aydınlatan bu muazzam teşhisi karşısında ne kadar imal-i fikr etsek kıymetini takdir edemeyiz sanırım! Niçin Gazze’yi kaybettik? Suçlu kim? Tetrik, yani Türkleştirme politikaları. Sayın Armağan’ın delilleri ne? Bağlamından çıkartılmış bir Cemal Paşa portresi ve Filistin’de bir posta memuru olan İzzet Derveze’nin hatıratı. Şimdi tek tek bu şahitler üzerine birkaç şerh koymak yerinde olacaktır.

I. Falih Rıfkı Atay Zeytindağı adlı eserde bakın başka ne diyor; Halep’ten bu tarafa geçmeyen şey, yalnız Türk kağıdı (parası) değil, ne Türkçe ne de Türk geçiyor… Sokaklarda turistler gibi dolaşıyoruz..Osmanlı Saltanat’ı tam bürokratken, bürokrasi bile tam Arap, yahut yarı-Arap’tır… Suriye, Filistin ve Hicaz’da, Türk müsünüz? Sorusunun bir çok defalar cevabı: Estağfurullah idi.. Mısır’ı fethe çıkan Cemal Paşa, Kudüs’te, Şam’da, Lübnan’da, Beyrut’ta ve Halep’te oturduğu zaman, bir işgal ordusunun kumandanı gibi bir şeydi. Osmanlı İmparatorluğu, Trakya’dan Erzurum’a doğru koca gövdesini yan yatırmış, memelerini sömürge ve milliyetlerin ağzına teslim etmiş, artık sütü kanı ile karışık emilen bir sağmal idi (ss. 36-40). Falih Rıfkı Atay Cemal Paşa’nın Türkleştirme politikasından değil, Osmanlı’nın sömürge ve Arap milliyetçiliği tarafından nasıl semirildiğini vurguluyor.

II. Suat Mertoğlu hatıratı yayınlarken önsözde şunları yazar; Yazarın bir Arap milliyetçisi olması, olaylara da aynı perspektiften bakması sonucunu beraberinde getirmiştir. Zaten hatıratı yayınlayan Klasik yayınları eser için “Arap Gözüyle Osmanlı dizisinin altıncı kitabı” kaydını koymayı da ihmal etmemiş. Demek ki bu hatırat oldukça öznel bir bakış açısıyla olayların Araplar tarafından nasıl algılandığını gösteriyor.
III. Prof. Dr. Hasan Köni danışmanlığında Cemal Kemal’in “Birinci Dünya Harbi’nde Filistin cephesi” adlı şümullü doktora tezi (Ankara, 2004) Mustafa Armağan’ın iddiasının bırakın tarihin bir yönü olmasını ne kadar basit, sığ ve aynı zamanda yaşananları anlamaktan uzak olduğunu gösteren bir şahit. Tezde Cemal Paşa’nın nasıl bir taraftan Arap İsyanları ile bir taraftan da Enver Paşa ve Almanlarla Gazze’yi savunmak için mücadele ettiğini görürsünüz. Sonuçta ne Arapları ne de Gazze savunmasındaki askeri stratejiler için Enver Paşa’yı ikna edebilmiştir. En ilginci de Irak düştükten sonra Gazze, Gazze düştükten sonra da İstanbul düşmüştür.

Sayın Armağan’ın tarihsel gerçekleri bilmemesi elbette düşünülemez. Bu nedenle Gazze’nin kaybını Türkleştirme siyasetine bağlaması aslında yaşananları çarpıtmaktan çok daha önemli anlamlar içeriyor. Demek istediğimiz bakın siz Türkleştirme diyorsunuz, oysa Araplar bizi nasıl arkamızdan vurdu, şimdi de nasıl bunun bedelini ödüyorlar diyerek siz-biz kavgası yapmak değil, elbette. Tam aksine Sayın Armağan’ın bu kavgayı diriltmek peşinde olduğu ve bu gün Gazze’de yaşanan insanlık dramına ve vahşete karşı bir yalnızlık psikolojisi yarattığı.

Zira Armağan, yukarıda değindiğim tarihi gerçekleri dışlayarak şunu diyor aslında; Gazze’yi Türkçüler, Türkçü politikalar kaybetti, bu gün yaşananlardan da onlar sorumludur. El insaf. Bizde diyelim ki Araplar dün bizi arkamızdan vurdu, bakın bu gün de Filistinlileri arkadan vuruyorlar… İşte tam da demek istediğim bu kafa… Sayın Armağan çok teknik bir retorikle aslında bunu kışkırtıyor. Zaten şimdiden yazısı birçok internet sitesinde bayrak yapılarak bakın Türk Milliyetçiliği Gazze’yi nasıl kaybettirdi dercesine sağdan sola sallanıyor. Böylece birileri de bakın Araplar dün ve bu gün nasıl Müslümanları arkadan vuruyor diye bağırsın isteniyor.

Bunu yapmayacağız. Çünkü Gazze dün İngilizlere teslim olan Arapların ve Alman’lara teslim olan İttihat Terakki’nin ihtirasları sonucu kaybedildi. Bu gün de Gazze aynı ihtiraslarla yanıyor, yıkılıyor… ve birileri hala bu ihtirasla Gazze’de masum insanların kanları üzerinden iç siyasette Türk Milliyetçilerine saldırarak mevki ve makam devşirme peşinde… Ey! Gazze sen şahit ol, bu gün katillerdir cenazende gözyaşı dökenler…