Savulun Türkiyeliler Geliyor!

Hilmi DEMİR

“Her Şeyin yazgısıdır bu: Hiçbir gün sonsuza dek sürüp gitmez. Evrenin efendileri daha önce İtalyanlardı, şimdi Türklerin egemenliği başlıyor” diye yazmıştı Enea Silvio Piccolomini 25 Eylül 1453’de. Fatih İstanbul’u fethettiğinde Avrupa’da artık herkes Türklerin ayak seslerini duymaya başlamıştı.

Fatih’in İstanbul’u kuşatmasını şöyle tasvir ediyordu: 1453 yılı, 29 Mayıs günü, Konstantinopolis’i kuşatmak için şehrin çevresini sarmış üç yüz bin kişilik Türk ordusu şehri zorla ele geçirdiğinde, Büyük Türk oradaki otuz bin insana zulmetti.

Maalesef bu İtalyan tarihçi orduda Kürtlerin, Çerkezlerin olduğunu bilmiyordu sanki. Fatih’in ordusuna Türk ordusu, Fatih’e de Büyük Türk diyordu. Zavallı tarihçiler ne bilsinler 21. asra gelince Türk isminin bu kadar yalnız ve çaresiz bir şekilde terk edileceğini Fatih’in nesli tarafından!

1517’de Of the Turks adlı risalelerinde Luther Türkleri günahlarından dolayı Avrupalıları cezalandırmak için Tanrı’nın bir gazabı ve kamçısı olarak görüyordu. Erasmus, evet bildiğimiz ve Üniversitelerimizin öğrenci değişimi programına adını veren Desireus Erasmus Luther’e karşı çıkıyordu. Tanrı’nın gazabı olarak Türklerle savaşılmasına karşı duran Luther’in fikirlerine itiraz ederek, Türklerle savaşılması gerektiği üzerine vaazlar veriyordu. Deliliğe Övgü adlı eserinde barbar dediği Türklerle de, diğer inançlarla da gerektiğinde savaşılabilirdi.

Biliyorum bizim için Fatih bir Osmanlıydı. Fakat gelin bunu Avrupalılara anlatın onlar Turchorum imperium bir Türk İmparatorluğundan, egemenliğinden bahsediyorlardı. Osmanlıların büyük Sultanları Batılıların gözünde el Gran Turco’ydu. Yani Büyük Türk…

Şu tarihin cilvesine bakın ki, 14. yüzyıldan itibaren Türk’ten bahseden Batılılar 21. yüzyılda bambaşka bir tehditle karşı karşıya kaldılar. Gerçi hala bazıları dil sürçmesiyle 21. yüzyıl Türk yüzyılı olacak demişler ama sanırım Türkiyeliler yüzyılı falan diyeceklerdi. AB’nin kapılarına dayanan bu milletin adı artık Türkiyeliler oldu.

Batılılar Türk korkusundan kurtuldular mı dersiniz? Sanmıyorum onlar hala eski alışkanlılıklarıyla bir kürdü, çerkezi, lazı gördüklerinde T.C kimliği taşıyor ve de Müslüman ise hala Türk demekte direniyorlar. Zavallı cahiller hala Türk isminin bir etnisitenin ötesinde çok daha kuşatıcı bir kimliği temsil ettiğini farz ediyorlar. Türk’ün hala ataları kadar Müslüman, hala ataları kadar gazi, hala ataları kadar derviş olduklarını zannediyorlar.

Onlara anlatmak lazım… Hayır, kardeşim Türk değil gelenler artık Türkiyeli! Açın kapıları korkmayın. Bunların el Gran Turco’ları da yok artık. Bıyık ve parmaktan anlayan Sayın Bakan hala bu Avrupalılara öğretememiş. AB’den sorumlu sayın bakan parmak ve bıyık uzmanlığını bu alanda da gösterip bir an önce dostlarına gelenlerin Türk değil Türkiyeli olduğunu öğretmeli. Sahi bu arada Türkiye’li kelimesinin İngilizcesi nasıl karşılanacak. Eh artık onu da bir ara çözerle sanırım.

Çözemeseler de haber salsınlar Türklülüğün Reddi ve Tövbesi üzerine her gün taraf olan ve taraf’tan birçok kalemle yüce Türkiyelileri aydınlatan kurumlarımız liberal ve İslamcı köşe yazıcıları ile bir hal çaresi düşünürler. Her akşam tartışma programlarında Türklüğün demokrasi, insan hakları ve bireysel özgürlükler üzerine ne büyük bir tasallut olduğuna ilişkin o kadar acıklı hikâyeler dinliyoruz ki, doğrusu ağlamaktan halkımızın göz pınarları kurudu desem yalan olmaz hani.

Sonra ekranlarda sık sık rastladığımız Kürt ve İslamcı entelijansiyanın Türklükten irtidadın fazileti üzerine verdikleri vaazlarla iyice galeyana gelen ruhlar, âdete Türklük üzerine bir tövbe ve istiğfar duasıyla sükûna erebiliyor.

Ruhları sükûn bulmamış, bedenlerini Türklükle kirletmiş bizim gibi garip milliyetçiler için yakında şeytan çıkarma ayinlerine benzer törenler düzenlerlerse şaşmamak gerekir. Bir zamanlar Tükler’den korunmak için kiliselerde okunan dualar yok muydu zaten.

Biraz abarttım mı?

Evet, galiba abarttım.

Artık bir Türk korkusuna gerek var mı?

Birkaç mürteci hala Batılılar gibi bu toplumun ortak kimliğini Türk ismi altında zikretme gaflet ve dalaleti içinde olabilir. Amma velâkin siz bakmayın bu birkaç kendini bilmeze. Zira 21. yüzyılda Avrupalı, Liberal ve İslamcı dostlarımız Türkiyelilerin Türklerle hiçbir ilgisi ve alakası olmadığını tescilleyecek artık. Türkiyeli Standartlar Enstitüsünden onaylı bir kimlik belgesiyle bu işi sonsuza kadar çözecekleri gün yakındır.

Hulasa 21. Yüzyılın, yeni bir yılına girdiğimiz şu günlerde gelecek yüzyılın bir Türkiyeli yüzyılı olacağını yedi düvele ilan edebiliriz. Büyük Türk dedelerimiz bizimle ne kadar gururlansa azdır. Onların isimlerini yirmi birinci yüzyıla Türkiyeli olarak kazıyacağız. Şanlı Türkiyeli Yüzyılı bizi bekliyor… Savulun Türkiyeliler geliyor… breh breh…