Allah’ın Yardımına Hep Muhtacız Da, Bu Aralar Sanki Biraz Daha Muhtacız
“Namazı kılın, zekâtı verin, Allah’a bağlanın. O’dur sizin Mevla’nız. O ne güzel Mevla ne güzel yardımcıdır (Hacc 22/78).”
EN NASİR; Allah, “her an aktif durumda olan ve zafer garantili yardım eden” demektir.
Nasr/Nusret: Mücadele edene yapılan yardım ve destek. Kulun Şeytana karşı savaşına yapılan yardım da Nusret’tir.
Allah hem yardım eder, hem de Allah’a yardım edilir, desteklenir. Bu, yeryüzü halifesi olan insan için bir onurdur, ikramdır. İnsana sorumluluğu hatırlatılır: Takva.
İnsan yardıma muhtaçtır. Çocukken ana-babasına, hem maddi bedeni olarak, hem de daha sonra iman, ilim, irfan vb manevi olarak muhtaçtır.
Sürekli yardım edebilecek bir varlığa insanın ihtiyacı vardır.
İnsan, kendisinin muhtaç bir varlık olduğunun şuuruna varmalı ve Nasir olan Allah’tan dilemeli ne dileyecekse.
Nisa 4/45 “Allah düşmanlarınızı bilir. Dost olarak Allah yeter. Yardımcı olarak da Allah yeter.” Çünkü Esmai Hüsna mutlak anlamıyla sadece Allah’a hastır ve bu anlamda Esma, mutlak manayı kuldan çıkartır; yani Nasir olan Allah’tan başka kimse kimseye yardım edemez.
ALLAH KİMLERE YARDIM EDER?
Rum 30/5: “O dilediğine yardım eder.”
Peki, Allah kimi diler? Keyfi mi davranır? Hayır, Rabbimiz Kâdir olarak hem mutlak kudret sahibidir, hem de gücüne yenilmeyip onu kontrol altında tutandır.
1. Elinden geleni yapanlara, emek verenlere, yardımı hak edenlere, mücadele edenlere yardım eder. Bazen dünyada bazen ahrette yardım eder. Onun yardım ettiklerini bir eli yağda bir eli bağda düşünmeyin. Yardım ettikleri arasında Zekeriya, Yahya koç gibi boğazlananlar, Eyüp ve Yusuf gibi çile ıstıraplarla hayat geçirenler ve Hz Muhammed gibi bittim noktasına gelenler vardır. Firavun ve Nemrut gibi makam mevki sahiplerine bakıp “Allah onlara yardım etmiş” demeyin. Sonları helak olmuştur.
2. Allah önce mesajını vahyini ileten elçilerine yardım eder
3. Allah kendi davasına destek verenlere yardım eder
4. Kendisine yapılan saldırıya misliyle karşılık veren kimse, bunun ardından yine insafsız bir saldırıya maruz kalırsa, Allah böyle birine kesinlikle yardım eder (Hac 22/60).
Soru: Allah’ın yardım etmeyi kendi zatına farz kıldığı bir durum var mıdır? Evet.
Rum 30/47: “Gerçek manada iman edenlere yardım etmek üstümüze vazifedir.”
Allah’ın yardımına mazhar olanın takınması gereken bir edep söz konusu mudur?
Hem de nasıl; Mekke’nin fethinde Allah Resulünün devesinin üzerinde kendinden geçercesine “Beni Affet” diye yaptığı duayı hatırlayın ve zafer ahlakını öğreten Nasr suresini tertil üzere iyice okuyun.
ALLAH KİMLERE YARDIM ETMEZ?
- Şirk koşanlara
- Zalimlere. Zulüm hayrı engellemektir. Allah hayrı engelleyenlere yardım etmez
- Vahyin bir kısmına inanıp, bir kısmına iman etmeyenlere de yardım etmez.
Allah’ın yardım etmediğine de, başka hiç kimse yardım edemez.
Allah’ın yardımını almak için araya aracı koymayın. Bu hem şirktir, Hem de Allah’a “sen acizsin, ben filanın torpiliyle işimi hallederim” iftirasını atmaktır. Allah bunlara yardım etmez
NASİR İSMİNİN TECELLİSİ:
Allah Resulü Bedir öncesi gözleri yaşlı şu duayı yapmıştı: “Allah’ım! Eğer şu bir avuç insanın yok olmasına izin verirsen, yeryüzünde kulluğu sana tahsis eden kimse kalmayacak”.
Bedir savaşında: “Allah sizi anlı şanlı 5 bin melekle (Ali İmran 3/125-126) ve birbiri ardınca bin melekle (Enfal 8/9-10) destekledi. Bu zafer garantili yardım, sadece size bir müjde ve gönlünüz ferah olsun diye vaat edildi.” Ayetlerine muhataptır.
Sonunda Allah’ın yardımı yetişti, vaadi yerine geldi ve Bedir zaferi gerçekleşti.
Önemli soru: Melekler düşmanlarla göğüs göğüse savaşa mı girdiler?
Hayır! Melekler savaşa girmediler; Rabbimizin desteği iç sükûneti (Enfal 8/11) ve müminlere verilen güven duygusuydu (Enfal 8/44). Zira Allah gökten ordular indirecek değildi, daha önce de indirmedi (Yasin 36/28).
Allah inananlara şu önemli mesajı vermek istiyordu: “Görünmeyen manevi yardım ve destek, gözüken maddi yardımdan daha güçlü, etkili ve kalıcıdır.”
“ÜSTÜN VE TEMİZ ZAFER” NASIL OLUR?
“ (Ve yensurekallahu nasran Aziza) Allah seni sonunda üstün bir zafere ulaştıracak (Fetih 48/3).”
En üstün ve temiz zafer savaşsız kazanılandır. Bu da Vahyin insanın gönüllerine girmesidir. Vahiy arştan nazil olan fetihtir. İnan da buna kulluk ile cevap verir
Yiğitlik savaştan zaferle çıkmak değildir, temiz bir zaferle çıkmaktır. Zaferi her kişi, temiz zaferi er kişi kazanır.
ALLAH’IN YARDIMINI KİM HAK EDER? ÖNCE GAYRET, SONRA TALEP
Önce o yardımı hak edecek gayreti göstermektir. Sonra da Rabbimizden yardımı talep etmektir.
Allah bizden kul olmamızı bilmemizi ve sadece yardımı kendisinden talep edeceğimizin şuurunda olmamızı istiyor.
Peygamberler de bunu yapmışlardı:
Nuh; “Rabbim! Ben bittim, şimdi Sen yardım et (Kamer 54/10).” Demişti.
Hud da; ”Rabbim! Onların beni yalanlamalarına karşı bana yardım et (Müminun 23/39).” Diye dua etmişti.
Lût; ”Rabbim! Ahlaki çürümeye yol açan şu topluma karşı bana yardım et (Ankebut 29/30).” Diye yalvarmıştı.
Sünnetulah budur. Allah’tan istenir; ama sadece Allah’tan. Zira Allah’ın kurduğu düzende nasip ve kısmet yoktur; talep vardır. Allah isteyene ve hak edene verir.
Rabbimiz Peygamberlerine bile istemeden vermedi. Çünkü istemek ve acziyet göstermek kulluğun şeref ve şanındandı. Başarının sadece Allah’ın yardımıyla olacağını bilmekti. Peygamber de olsa, insan olduklarını unutmasınlar ve bittim noktalarının olduğunu bilsinler.
İNSAN DA ALLAH’A YARDIM EDER!
Nasıl olur, Allah’ın kulun yardımına ihtiyacı mı var ki?
Ama Allah önce kullarından yardım ister ki, arkasından kendisinin yardımı gelsin. “ Ey iman edenler! Siz Allah’a yardım ederseniz O da size yardım eder ( Muhammed 47/7).”
Allah, insanların kendi davasına yardım etmelerini ister. Bu, kulun kendisine yardım etmesidir.
Allah davasına destek vermek, kişinin kendisine yardım etmesidir. Çünkü Allah davası, başkalarının iyiliği için olandır, kamu yararınadır ve tam anlamıyla Salih Ameldir.
Bu yardım bedel ödemektir. Bedel ödendiğinde yardım hak edilir. Bedel ödemek, “bittim Ya Rab” demek ve O’ndan “Yettim Kulum” cevabın almaktır.
ENSAR: HERKESE YARDIM EDEN
Ensar, Mekke’den Medine’ye hicret eden müminlere yardım eden Medine yerlilerine Allah tarafından verilen bir payedir. Genelleme yaparsak; “kim ki, başka insanlara yardım eder ve kucak açarsa o Ensar’dır.”
HAYDİ, GELİN ENSAR OLALIM!
Ensar olup muhtaçlara yardım edelim. Onlarla bölüşelim. Cennete giden sarp yokuşun (Akabe) iki merdiveninden kul gibi tırmanalım.
Ensar olunca ne mi olunur? Buyurunuz Rabbimizin Ensar’a lütufları:
“Onlar Allah’tan razı, Allah da onlardan razı olur. Onlara cennet hazırlanmıştır (Tevbe 9/100).”
“Hatalarında ısrar etmeyip tevbe edenlere rahmet ve bağış yöneli (Tevbe 9/117).”
“Onlar hakiki müminlerdir ve onları görkemli bir rızık beklemektedir (Enfal 8/74).”
MÜMİN, İNANCINA BASKI YAPILAN MÜMİN KARDEŞİNE YARDIM EDER (ENFAL 8/72).
Peki, niçin Allah kendisi yardım etmez de kulunun yardım etmesini ister. Bu hem Allah’ın kanunu, hem de imtihan sırrıdır. Allah yardımı müminlerin eliyle yapar, ister ki onlar da kendisine yardım etme onurunu yaşasınlar.
Bu halde İnsan, Nasir olan Allah’ın yardım eli olur.
Nasıl bir duygudur Allah’ın eli olmak? İnsan mutluluktan uçar ya!
Rabbimiz! Lütfunu bile zarafetle yapıyorsun. Ne Latif, zarif, nâzik ve lütufkâr Rabb’sın Sen?
Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz Allah’ım