Dördüncü Sanayi Devrimi
Bu hafta siber-fizik-dijital teknolojiyi kullanan 4. Sanayi Devrimi veya Maker Kültürünü sohbetimize konu yapmak istedim.
Bilim ve teknoloji son 30 yılda 3 bin yıllık birikimi adeta ezdi geçti. Çağların biri kapanıp, diğeri açılıyor. Henüz Bilişim Çağı’na alışamadan, Maker Çağı kapıdan girdi.
Davos’taki (İsviçre) Dünya Ekonomik Forumu toplantılarının bu yılki konusu: 4. Sanayi Devrimi idi.
Foruma 40 hükümet ve devlet başkanı, 14 Nobel Ödülü sahibi bilim adamı ve çok sayıda tanınmış uzman katıldı.
TARİHTE SANAYİ DEVRİMLERİ:
- 1784 Su ve buhar gücüyle imalata başlandı.
- 1870 Elektrik toplu üretimde kullanıldı
- 1969 Elektronik ve bilişimle otomasyona geçildi.
- 2035… Bilgisayar ve ağ sistemleriyle insansız robotik üretim
NEDİR BU 4.0 veya NESNELERİN İNTERNETİ?
Belirli bir ekonomik değere sahip canlı-cansız her nesnenin, internete bağlanarak diğer objelerle iletişim ve etkileşim haline geçeceği ve böylelikle akıllanacağı teknolojik sistemin adı.
İnternet son 15 yılda pazarlama şeklimizi değiştirmişti; artık üretim şeklimizi de değiştiriyor.
4.0, üretimde, insanların yerini robotları aldığı bir sistemdir.
Devrimin anahtarı iletişim ve entegrasyondur.
TARİHÇE
İlk Maker (Sen de yap) fuarı, Nisan 2006’da ABD’de Silikon Vadisi’nde düzenlendi. 2014 yılına gelindiğinde fuar sayısı bir yılda 100’ün üzerine çıkmıştı.
Türkiye’deki ilk Maker Fuarı, 12-13 Kasım 2014’de İstanbul’da Haliç Kongre Merkezi’nde Türkcell’in ev sahipliğiyle gerçekleşti.
Endüstri 4.0 terimi ilk olarak 2011 yılında Almanya’da Hannover Fuarı'nda kullanıldı.
SİBER-FİZİKSEL SİSTEMLER KULLANILIYOR
Üretimde, ürünün siparişin verilmesinden tüketiciye iletilmesine kadar iletişim halinde olan siber-fiziksel sistem (CPS) devreye girer.
Bu sistem (CPS) özetle; üretim sürecindeki her türlü araç ve gerece entegre edilmiş, sensör ve akıllı elektronik işlemcilerle donanmış, her an kendi içinde ve dünya ile bağlı ve kontrollü nesnelerin İnterneti ile, üretimin her aşamasının dijitalleşmesi demektir.
SERMAYE DEĞİL YETENEK…
Maker ekonomik üretimde, kritik faktörü sermayeden çok yetenek temsil edecek. Bu şekilde düşük beceri/düşük ücret ve yüksek beceri/yüksek ücret kesimlerine bölünmüş bir işçi piyasasının oluşmasına yol açacak.
EYLEMLERİMİZ DEĞİL, BİZ DEĞİŞECEĞİZ
Marka bağımlılığının yerini fayda bağımlılığı alacak ve faydalı kıyafetleri evimizde üretebileceğiz.
En çok üreten değil müşterinin isteğini en çok karşılayan galip gelecektir. Apple’ın dünyanın en büyük şirketi olması ve eski dünya devi Nokia’yı piyasadan silmesi bu duruma en güzel örnektir.
KARANLIK FABRİKALAR…
İçerisinde insan olmayan ve ışığa ihtiyaç duymayan robotlarla çalışan fabrikalar kurulacak.
KALİFORNİYAYI KALİFORNİYA YAPAN…
Kaliforniya’yı ve silikon vadisini bir numara yapan “Making” hareketidir.
Steve Jobs “Apple 1” bilgisayarını 1976’da bir Maker Demo gününde tanıtmış ve ilk toplu satışını oradaki bir yatırımcıya yapmıştı. Apple bugünkü gücünü ve teknolojisini Amerika’nın 1975’lerde bu tür Maker hareketlerine önem vermesine borçludur.
SATIN ALMA ÜRET! SİZ DE BİR ‘MUCİT’ OLABİLİRSİNİZ!
“Keşke şöyle bir şey olsa” demeyin, buyurun kendiniz yapın!
Satın almak veya üretmek: Üret.
Arızalı bir nesneyi satın almak yerine, kendinizi o nesneyi onarmak veya üretmek için zorlayın.
3D yazıcılar sayesinde termoplastik hammaddelerden istediğiniz nesneyi, istediğiniz modelde üretip, istediğiniz icadı-tasarımı bir kaç saat içinde üretilmiş biçimde elinize alabiliyorsunuz.
Musluğun başı kırıldığında veya kumandanız bozulduğunda veya salondaki sehpanızın bir ayağı çatladığında, dışarı çıkıp saatlerce o parçayı aramanıza gerek olmayacak.
Yani sizin kendi imkânlarınızla başka ürünleri değiştirerek (hackleyerek) veya sıfırdan yaptığınız yeni bir nesne, belki bir icat, belki bir sanat eseri ya da bir süs. Burada limit sizsiniz ve önemli nokta satın alınarak değil, sizin emeğinizle yapılan ortaya çıkan bir eser olmasıdır.
GEREKEN ŞEY:
Bir diz üstü bilgisayar, 3D boyutlu bir yazıcı ve internet.
Küçük üretim ölçekli “desktop”, yani masaüstü üretime geçiş.
Kendi ihtiyaçlarımızı kendi hayal gücümüzü kullanarak evimizde üretebilecek ve evimizi minik bir fabrikaya dönüştürebileceğiz. Tabi biz de maker oluyoruz.
GECE GECE İCAT ÇIKART!
Belki biz de 2015 yılından çok daha önce, “gece gece icat çıkartma” demeden, “gece gece icat çıkartanlara” gereken değeri verseydik, şu an kendine ait çok büyük otomobil, bilgisayar, yazılım veya donanım gibi birçok farklı alanda güçlü şirketleri olan bir ülke olabilirdik. Ekonominin temelini bu tür icatlar ve üretim oluşturabilirdi.
4.0 SANAYİ İÇİN EĞİTİM
Eğitim, düşünmek için aklın eğitilmesidir.
Bu amaçla yapılacak eğitim; tasarımı, üretimi ve bilgisayar programlarını yazabilmeyi içermelidir.
Bu dersler ilkokuldan itibaren eğitim müfredatına girmelidir; geleceğin dili sadece İngilizce öğrenmek değil, kod yazmak, bilgisayar programı yazmaktır.
Akademisyenler sadece ders vermek için değil, ekonomiye katkı vermek için, üretimin sorunlarını bilgileriyle çözmek için var olmalılar.
İNSANİ BOYUTU
Vahşi kapitalizm ve onun üretim aracı olan robotlar, doğası gereği kalp, ruh ve vicdandan yoksun olacaklardır. Sevgi ve merhameti zaten aramayacaksın.
“İnsan olmak demek mukaddesi olmaktır" sözü robotlar için kullanılmaz.
TÜRKİYE YENİ SANAYİ DEVRİMİNE HAZIR MI?
Değil maalesef. Türkiye 2. ve 3. Sanayi devrimlerinin arasında
Ülkemizde hâlâ, Maker hareketi tamamen gönüllülük esasıyla, kitle zekâsıyla, organizasyonsuz, merkezsiz, dağınık, lidersiz ve resmiyet olmaksızın, imece, kolektif esaslara göre ilerlemektedir.
Maalesef şu an için teknoloji platformunun üçünde de, Türkiye en geride kalan ülkedir.
Artık, evlenmeye kız istemek için bir araç olarak kullanılan mühendislere değil, gelişen teknolojiye ayak uyduracak mühendislere ihtiyacı vardır.
Hızla geçiş yapmak zorundayız. Bu yeni devrime geçiş yapan ülkelerin yapamayan ülkelere kıyasla her yıl 5 senelik gelişmişlik farkı yaratacağını düşünebiliyor musunuz?
Soru?
Bilim ve araştırma üniteleri demek olan Türkiye’deki 200 üniversitenin kaçında siber fiziksel sistemler, nanoteknoloji, nanobiyoteknoloji ve maker eğitimi yapılıyor?
Sorum herkese… Unutmayınız ki, ne kadar sorumluysanız o kadar üstünsünüz.
Rabbimiz! Bize akletmeyi lütfettin. Ne olur Tezekkür-Tedebbür-Teakkul-Tefakkuh-Tefekkür etmeye de bizi yönlendir. Bizi bize bırakma.
Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz Allah’ım.