Bid'at

Bid’at; Kur’an ve Sünnette olmayan demektir.

Bid’at; sahte dînî bilgidir.

Bid’at; önceden olmayan bir şeyi yapmaktır.

Bid’at; dinin Sahibinin hükmüne aykırı hükümler koymaktır

Bid’at; tamamlanmış dine, eksik muamelesi yapmaktır.

Bid’at; dinde yeniden icatlar yapmaktır.  

Bid’at; Allah’a ait olanla, beşere ait olanı karıştırmaktır.

 

NE ZAMAN BİDAT OLUR?

 

Tercih (kulun yaptığı) ile Teşri (Allah’ın koyduğu) karıştırıldığında bid’at olur.

Bedî olan Allah’a ait bir bilgi, spekülasyonla kula ait bir bilgiye dönüştürüldüğünde bid’at olur.

Adet ile ibadet karıştırıldığında; adet ibadetleşir, ibadet de adetleşir. İşte bu bid’attir.

Dînî olanla, örfî olanı birbirine karıştırıldığında bid’at olur.

Meselâ, sarık ve takke farz da değildir, sünnet de; bir tarzdır. Tabi bid’at de değildir. Tarz ile farz karıştırıldığında, tarza farz dendiğinde bid’at olur.

Sonuç: Dinin parçası olarak bakıldığında bid’at olur, yapılanla alakalı değildir.

 

DİNİN SAHİBİ ALLAH’TIR VE ALLAH DİNİNİ İKMAL ETMİŞTİR

 

Dinin sahibi, din hakkında konuşmuştur, herkes dinini Allah’tan öğrenmelidir:

“Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim (Maide 5/3).”

“ De ki; Allah'a dininizi siz mi öğreteceksiniz? (Hucurat 49/16).”

 

HAKEM KUR’AN’DIR

 

Her sonradan olan da bid’at değildir. Hakem Kur’an’dır.

 

Kur’an, bid’at ve hurafelerle tıkanmış iman damarlarını açan, akla ve vicdana hitap eden, hayat veren muhteşem bir serumdur.

El Âlim olan Rabbimiz! Sen varken, Vahyin varken, “Usve Hasene” Peygamberimiz varken bize ne gam! Seni her zaman olduğu gibi sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz Allah’ım.