Ötekileştirme
Ötekileştirme insanın doğasında vardır. “İnsanları ötekileştirmeyelim” diye Allah, İblisin şeytanlaşmasına izin vermiştir. Yani;
Bizim ötekimiz bellidir : Şeytan
Bizim lânetlimiz bellidir : Şeytan
Bizim düşmanımız bellidir : Şeytan
Allah, insanlardan öteki peydahlamamızı istemez. Zira düşman ve hasım diye insanları ötekileştiren kimse, bir müddet sonra yakınlarını da ötekileştirmeye başlar. Sıra çok yakınlarına, nihayet kendi evine gelir; kendi karısını ve çocuklarını ötekileştirir.
En sonunda kendi kendisini ötekileştir ki, insanın şeytanlaşma süreci böyle başlar. İnsanın kendi kendisinin şeytanı olmasının ilk basamağı, başkalarını ötekileştirmektir.
Bizim kültürümüzde insanlardan öteki, lanet ve düşman yaratılmaz, elimizde hazır şeytan vardır.
Ötekileştirmek toplum içinde kapanması zor, derin yaralar bırakan tahrip gücü yüksek bir bombadır. Kapitalizm (küresel sermayenin önünde engel teşkil etmesin diye) ve sosyalizm, bu kavramı hem kullanır, hem de kullandırır; toplumdaki kesimler birbirine düşürülür, milli devlet yapısı zedelenir, bozulur.
Baştakiler de bilerek veya bilmeyerek bu tahribe alet olurlar, toplumu ayrıştırırlar.
Bu haliyle ötekileştirme; aslında kamplaştırmadır ve “böl-yönetçilerin” kullandığı bir yöntemidir.
Ey işbaşındakiler! Ey İdareciler! Ey toplum önderleri!
Lütfen;
- Geçmişte yapılanları kötülemeyi bırakın! Onlardan ders çıkartın, ibret alın.
- Artık diğer insanları ötekileştirmeyin.
- Tenkid etmeyin, tebliğ edin. Allah Resulü hiç tenkid etmedi, hep tebliğ etti.
- Tribünlere oynamayın, gönüllere oynayın, yürekleri fethedin.
- Ortamı germeyin; dostluk tohumları ekin, düşmanlık tohumları değil.
Nitekim Allah Resulü, bütün insanları potansiyel Müslüman olarak görür ve onlara karşı yüksek bir hoşgörü ve güzel bir iletişim içinde bulunurdu. Taif dönüşü kendisini yaralayan, taşlayan ve yoluna diken dökenler için;
- “Beddua et” diyenlere,
- “Onlar bilmiyorlar ki” diye cevap vermiştir.
Herkese Allah’ın yarattığı onurlu bir varlık olarak bakmak, insanları ötekileştirmekten alıkoyar.
Diğerlerini ne kadar “ötekileştirirsek”, o kadar “ben” olmuş sanırız kendimizi. Hâlbuki tam tersidir. Onlara ne adar ilgi gösterir ve kimliklerine saygı gösterirsek, o kadar benliğimize kavuşmuş oluruz.
Biz olmadan, ben olunmaz ki… Ben olmazsak da “Eşhedü-Ben şahidim” diyemeyiz.
Ötekimiz-düşmanımız olsun de bize şeytan lütfeden Rabbimiz! Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz.