İhsan Doğramacı’nın Ardından Cenazede Devlet Töreni Böyle Mi Olmalı?

Osman OKTAY

28 Şubat 2010, Pazar… Az önce Prof Dr. İhsan Doğramacı’nın cenaze namazı için gittiğim Kocatepe Camii’nden geldim ve sıcağı sıcağına bu satırları yazıyorum.

Efendim, cenazede “Devlet Töreni” uygulanacağı zaten ilan edilmişti ve bunu biliyorduk. Yalnız, -galiba çoktandır devlet töreni yapılan bir cenazeye katılmadığımızdan olacak- devletimizin milletimizden bu kadar kopuk olduğunu, olacağını akıl edememişiz. Bunu akıl edebilseydim tören için ta Keçiören’den kalkıp Kocatepe Camii’ne gitmezdim. Zaten orada da kararımı verdim; -Allah gecinden versin- devlet büyüklerimizden birine Emr-i Hak vaki olursa cenaze törenlerine katılmak için adımımı bile atmayacağım. Cami avlusunda, benim gibi düşünenlerin çoğunlukta olduklarını da müşahede ettim…

“Neden” derseniz, cevabım şudur:

Camiye gidiş yönlerinde 200 – 300 metre mesafelerde polisler tarafından yollar tutulmuş, barikatlar kurulmuş, üst – baş aramasından geçiyorsunuz. Cami tarafına kendi istediğiniz yönden değil, polisin istediği taraftan geçebilirsiniz. Hadi, bu kadarcık güvenlik önlemi olsun; bunu anlarız. Ancak cami cemaatinin ve cenaze namazı için gelenlerin itilip kakılmasını, koca cami avlusunun küçük bir bölümüne yerleştirilerek cenaze ile aralarına 200 – 250 metre mesafe bırakılmasını doğrusu içime sindiremedim.

Bu ülkede yaşayan herkesin şükran borcu olması gerektiğini düşündüğümüz İhsan Doğramacı’nın cenaze namazına katılmak için benim gibi Ankara’nın içinden, Keçiören’den, Altındağ’dan, Mamak’tan, Sincan’dan, Çubuk’tan, hatta başka iller ve ilçelerinden gelen insanlar kendilerini itilip kakılmış gibi hissettiler. Hadi biz bunu sineye çekelim de, Doğramacı Hoca’nın Erbil’den, Kerkük’ten koşup gelen vefalı hemşerilerine niye bu zulmü çektiriyoruz?

Düşünebiliyor musunuz? O kardeşlerimiz bin bir türlü güçlüğe, yokluğa, tehlikeye rağmen Irak topraklarından kalkıp vefa borçlarını ödemek için geliyorlar da cenazeye bile yaklaştırılmıyorlar. Önümüzde barikatlar, barikatlar önünde yüzleri bize dönük polisler ve biz o kardeşlerimizle birlikte 200 – 250 metre geride güya cenaze namazı kılıyoruz. İnsan bir ibadet yapıyor, bir dua ediyorsa onun havasına girebilmeli, tabir yerinde ise konsantre olabilmelidir. Böyle bir ortamda bu mümkün olabilir mi? Öyleyse ben ya da sade vatandaş olarak bizler devlet töreni ile kaldırılacak cenazelere niye katılalım ki?

Dilerim; yetkili, ilgili merciler son derece abartılı olan bu halktan kopuşluğa bir çare bulurlar ve hiç değilse cenaze törenlerinde halkla birlikte olurlar.

İhsan Doğramacı’ya Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyor, kederli ailesine, Türk ilim alemine ve aziz milletimize, Kerküklü, Erbilli kardeşlerimize başsağlığı diliyorum.