GENÇLİK VE GELECEK

Ülkemizin ciddi sorunlarının başında, gençliğin eğitim ve istihdamının geldiği muhakkak. Peki, ülkemiz gençliğinin kendisi, ülkesi ve dünya hakkındaki düşünceleri nedir? Gençlerimiz, kendilerini nasıl tanımlıyorlar; sosyal, siyasi ve kültürel meselelere nasıl bakıyorlar? Gençlerimizin beklentileri, geleceğe dair ümitleri, ülkenin gidişiyle ilgili düşünceleri nelerdir? Türkiye’nin ve Türk milletinin geleceği açısından hayati önem taşıyan bu konuda, 2018 ve 2020’de yapılan araştırmalardan da yararlanmakla birlikte esas itibarıyla geçen yıla (2021) ait bir çalışmanın sonuçlarından hareketle bir değerlendirme yapmaya çalışacağız.

Tarih itibarıyla üç yıl kadar önce yapıldığı için önce GENAR’ın “Türkiye Gençlik STK’leri Platformu” için 2018’de yaptığı araştırmadan (“Türkiye’nin Gençleri-2018”)[1] kısa bazı verileri paylaşacağım. GENAR’ın Türkiye genelinde 15-30 yaş grubunda toplam 8.000 genç ile görüşmek suretiyle yaptığı araştırmanın temel bazı sonuçları ise şöyle idi:

Gençlerin %39,3’ü, Hükûmet’in gençlere yönelik politikalarını başarılı bulduğunu belirtmiştir. Yaş grupları arasında 18-21 yaş arası gençlerin memnuniyeti, diğer yaş gruplarının altındadır. Katılımcıların %95,8’i Müslüman olduğunu belirtmiştir. Gençlerin %31,2’si milliyetçi, %29,6’sı Atatürkçü, %16,8’i muhafazakâr, %12,6’sı dindar, %11’i ise demokrat olduğunu belirtmiştir (% 6,5 İslamcı, % 6,3 laik). Gençlere göre Türkiye’nin en önemli ilk üç sorunu; ekonomi, işsizlik, terördür. Gençlerin en önemli ilk üç sorunu; iş sahası eksikliği, eğitimde yaşanan sorunlar, madde bağımlılığıdır.

Türkiye genelinde görüşülen gençler, araştırma kapsamında sorulan bazı soruların cevapları çözümlendiğinde, iki farklı gruba ayrılmıştır. Gençlerin %62,6’sı birinci grupta yer almaktadır ve “modern gençlik” olarak adlandırılmıştır. Bu grupta yer alan genç eğilimi, Türkiye geneli için ortalama bir görüntü çizmektedir. Gençlerin %37,4’ü ise ikinci grupta yer almaktadır ve “geleneksel gençlik” olarak adlandırılmıştır. Bu grupta yer alan gençler, daha dindardır. Grupların çeşitli sorulara verdikleri yanıtlar incelendiğinde, bu iki grubun bazı konulardaki değerlendirme ve yaklaşımlarının farklılaştığı tespit edilmiştir. Ancak her iki grupta da gençlerin sorunlarının ortak olduğu görülmüştür. Bunlar; işsizlik, eğitim sorunları, madde bağımlılığı ve geçim sıkıntısıdır.

MAK Danışmanlık Şirketinin Yeditepe Üniversitesi ile yaptığı bir başka araştırmada[2] ise, gençlerin bazı konulardaki cevapları şu şekildedir: Kendilerini modern mi gelenekçi mi gördükleri sorusuna, katılanların %23,2’si “modern”, %16,3’ü “gelenekçi” diye cevap verirken %47,7’si “duruma göre değişir”, %10,4’ü “kısmen modern, kısmen gelenekçi” şeklinde cevap vermiştir (%2,6 kararsız). İdeolojik kimlik sorusuna verilen cevaplar ise şöyle: liberal (%15,9), milliyetçi-ülkücü (%15,8), Atatürkçü (%15), dindar (%12,2), Kürt milliyetçisi (%7,8), sosyalist-komünist (%2,4), diğer (birden fazla kimlik %29,6),  kararsız/cevapsız (%1,3).

“Kendinizi dinî inanca sahip bir kişi olarak tanımlar mısınız?” sorusuna %82,3 “evet”, %7,7 “hayır” cevabını vermiş; %9,5 “kararsız/cevap yok” olarak belirlenmiştir. “Evet” cevabı verenleri dinî inançlarının davranış ve tutumlarını etkileme oranı ise şu şekilde: %15 “hiçbir zaman”, %15,4 “her zaman”, %69,5 “bazen”. Bu veri, dinin gençlerin hayatını etkileme düzeyinin düşük olduğunun göstergesi olarak değerlendirilebilir.

Siyasetle ilişki bakımından ilginç bir veri, “partilerin gençlerin sorunlarını çözmede yeterli politikalar üretip üretmediği” sorusuna verilen cevapta karşımıza çıkar. Bu soruya “hayır” diyenlerin oranı %78 iken sadece %10 olumlu cevap vermiş, %12 ise “kararsız/cevap yok” şeklindedir. Siyasetle her zaman ilgilendiğini söyleyenler %14, hiç ilgilenmeyeneler %19, ara sıra ilgilenenler %61, kalanı ise kararsızdır. Gençliğin ülke sorunlarına ilgisi yüksek olmakla birlikte siyasetle ilişkileri çok yoğun gözükmemektedir.

Ekonomi ve işsizlik, en önemli sorunlar olarak ortaya çıkarken “Ülkeyi yönetecek olsanız şu anki yöneticilerin yapmadığı neyi yaparsınız?” sorusuna verilen cevapların başında ekonomiyi düzeltmek (%22), gençlere iş alanları açmak (%18) ve çevreye/doğaya saygılı işler yapmak (%15,7) gelmektedir. Diğer araştırmalar gibi ekonomi ve işsizlik bu araştırmada da gençlerin öncelikli gördüğü sorunlar olarak tespit edilmiştir.

“Size kalıcı olarak bir başka ülke vatandaşlığı verilse Türkiye’yi terk edip o ülkeye yerleşir miydiniz?” sorusuna %64 “evet”, %14 “hayır” cevabını vermiştir (%22 kararsız). Tercih edilen ülkeler Avrupa (%43), ABD/Kanada (%39,8) ve İskandinav ülkeleridir (%14,8). Gerekçe olarak “daha iyi gelecek” (%59), “daha huzurlu hayat” (%14,6) ve “adalet/eşitlik” (%6) başta gelmektedir. Bu, gerçekten önemli bir sorun ve bu araştırmada da teyit edilmiştir.

Torpilli birinin yetenekli bir gencin önüne geçmesinin mümkün olduğunu düşünenler %78’dir. İşe girmede kayırmacılık/torpilin etkili olduğunu düşünenler de aşağı yukarı aynı orandadır (%74,7). Üniversitelerin işe girmek için yeterli donanım sağladığını düşünenler sadece %12,6; %66,3 buna “hayır” demiştir.

Üzerinde daha geniş duracağımız “Konrad-Adenauer-Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği” tarafından Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Çağlar’ın genel koordinatörlüğü ve yürütücülüğünde yapılan “Türkiye Gençlik Araştırması 2021”in[3] amacı; “Türkiye Cumhuriyeti’nde 18-25 yaş grubunda olan gençlerin demografik, sosyo-ekonomik, sosyo-politik durumları ile bazı değerler ve konulara verdikleri önem, bakış açıları, yorumları, değerlendirmeleri ile geleceğe yönelik beklentilerini tespit etmek” olarak belirlenmiştir. Saha araştırması, bütün Türkiye’yi temsil edecek şekilde 28 kentte, 1 Ocak 2021-15 Ocak 2022 tarihleri arasında, 18-25 yaş aralığında 3243 kişiyle yüz yüze görüşme-sormaca (anket) yöntemi ile yapılmıştır.

Yarıdan fazlası (%58,4) kendilerine ait evlerde (ailesiyle birlikte) oturan katılımcıların belirli konulara ve değerlere verdikleri önem düzeyi şu şekildedir: Aile (%96,6), dürüstlük (%96,6), ahlaklı olmak (%95,7), hayvan hakları (%93,2), eğitimli olmak (%91,8), çevrenin korunması (%90,6), Türk Bayrağı (%89,7), Türkiye Cumhuriyeti Devleti (%87,4), Atatürk (%83,3), din (%72,7), Türklük-Türk olmak (%71,6), Müslümanlık (%70,5), arkadaşlar (%82,9).

Bu verilere bakıldığında, genelde yaşanan veya yaşandığını düşündüğümüz yozlaşmaya rağmen gençliğimizin, temel değerler konusunda sağlam bir bilince sahip olduğu söylenebilir. Özellikle son dönemde din konusunda meydana gelen aşınmayla ilgili daha sonra da bir değerlendirme yapacağız. Süreç itibarıyla bu konuda genel olarak toplumda önemli bir değişme yaşandığı ortadadır. Yine de aileye verilen önem, Türk Bayrağı, Türk Devleti ve Atatürk konusundaki hassasiyetlerin yüksekliği, toplum dokumuzun dirençli yapısının kanıtıdır. Bununla birlikte sosyal değişmenin, kentlerde mahalle kültürünün giderek zayıflamasının sonucu olarak akrabalık ve komşuluk ilişkilerinin zayıfladığı da gözlemlenmektedir. Nitekim bu araştırmada “Akrabalarım benim için önemli-çok önemlidir.” diyenler %42,7, “Komşularım benim için önemli-çok önemlidir.” diyenler ise %24,9 olarak tespit edilmiştir.

Gençlerimizin ezici çoğunluğu, Türkiye ve dünya gündemini takip ettiklerini, Türkiye’de gelir dağılımının eşit olmadığını (%82,9) ve çok fazla işsizlik olduğunu (%87,3) belirtmişlerdir. Gençlere göre, Türkiye’de en çok yaşanan üç sorun içerisinde ekonomi %17,8 ile ilk sıradadır ve gençlerin dörtte üçü (%74,5) gelecekte en çok sorun yaşayacağı alanın da ekonomi olacağını düşünmektedir. Bu bakımdan karamsar bir havanın egemen olduğu anlaşılmaktadır. Gelecekten umutsuz olanlar %35, geleceği iyi görmeyenler %63 civarındadır. Araştırmaya katılanların %72,9 kadarı, imkânları olsa başka bir ülkede (Almanya, İngiltere, Fransa başta olmak üzere Batı Avrupa ülkeleri, ABD ve Kanada ) yaşamak istediğini belirtmiştir. İmkânı olsa da başka bir ülkeye gitmeyeceğini ve her koşulda Türkiye’de yaşamak istediğini söyleyenlerin oranı ise %27,1’dir.

Son dönemde özellikle yetişmiş insan gücümüzün giderek artan bir şekilde, Batılı ülkeler başta olmak üzere başka ülkelere gitmesi dikkat çekicidir. Nitelikli ve varlıklı insanların, yurt dışında yaşamaya daha fazla eğilim gösterdiği, son yıllarda Çin ve Hindistan’dan sonra en çok milyoner kaybeden ülkenin Türkiye olduğu belirtilmektedir. 19 Haziran 2022 tarihinde Habertürk Sitesinde yayımlanan bir yazıda, gazeteci Fatih Altaylı, adını vermediği bir uzmandan naklen özellikle savunma sanayii alanında nitelikli insan gücümüzün Batı ülkelerine gittiğini ileri sürmekteydi. Çoğunluğu mühendis olmak üzere Türkiye’nin önde gelen 20 üniversitesinden mezun olup Batı ülkelerinde çalışan 120.000 kadar Türk vatandaşı var. Bu kapsamda, savunma sanayii alanı dikkati çekiyor. Hâlihazırda Türkiye’de çalışanların yarısından fazlası 5 veya daha az yıl tecrübeli iken Türkiye’den giden 6000 mühendisin tecrübe ortalamasının 10 yılın üzerinde olduğu belirtilmektedir. Dolayısıyla 10 yıl veya daha üzeri tecrübeye sahip mühendislerimizin en az %25’ini kaybetmiş durumdayız.[4]

Tekrar Türkiye Gençlik Araştırması verilerine dönersek, kurumlara ve siyasete güvenin az olduğu tespit edilen araştırmaya katılan gençlerin yarıdan fazlası (%62,5), ülkenin yönetiminden memnun değildir. Katılımcıların tamamına yakını (%99,1), günümüz Türkiye’sinde sorunlar yaşanıyor olduğunu dile getirmiştir. En çok yaşanan sorunlar sırasıyla; ekonomik durumun kötü olması (%17,8), işsizlik (%16,1), kalitesiz eğitim sistemi (%15,8), adam kayırma, yolsuzluk ve rüşvetin yaygın olması (%15,4) olarak dile getirilmiştir. Önemli bir çoğunluk (%65,9), Türkiye’de insan haklarına saygı gösterilmediğini düşünüyor.

Bu araştırmaya göre gençler, kendilerini ideolojik olarak en çok “Atatürkçü” ve “Kemalist” olarak görüyorlar (%20,5). İkinci sırada ise kendini “apolitik-ideolojim yok” olarak tanımlayanlar yer almıştır (%18,8). “Kendinizi ideolojik olarak nasıl tanımlıyorsunuz?” sorusuna verilen cevaplara göre diğer siyasi-ideolojik kimliklerin oranları şöyledir: Ülkücü-milliyetçi %10,9, devrimci-sosyalist %6,8, merkez sağ-liberal %2,3, merkez sol-sosyal demokrat %4,3, İslamcı %7,1, Türkçü %9,1, Kürtçü %2,8. Katılımcıların %14’ü bu soruya cevap vermek istememiştir.

Araştırmanın en önemli konularından biri de gençlerin Suriyeli göçmenlere ilişkin düşünceleridir. Gençler büyük bir çoğunlukla (%80,4), Devlet’in göçmen politikasını doğru bulmuyor ve değiştirilmesini istiyor. Katılımcıların %56,8’i, Suriye’de barış olduğunda Suriyelilerin kendi ülkelerine gönderilmesini istiyor. Suriyelilerin Türkiye dışında başka ülkelere gönderilmelerini isteyenlerin oranı ise %19,9’dur. Toplamda gençlerin %76,7’si, Suriyelilerin Türkiye’den gönderilmesini, Türkiye’de kalmaları durumunda, kültür ve yaşam tarzı farkı sebebiyle Türkiye’ye uyum sağlayamayacaklarını (%75,8) düşünmektedir. Suriyelilerle ilgili önemli bulgulardan biri de başta Gaziantep, Hatay, Adana ve Mersin olmak üzere sığınmacı ve göçmenlerin yoğun olduğu yerlerde tepkinin daha yüksek olduğu, gençlerin kendi şehirlerinde kendilerini yabancı gibi hissetmeye başladıklarını ifade etmeleridir. Son zamanlarda Suriyelilerin yanında düzensiz göçmenler meselesinin de yoğun olarak tartışıldığına dikkati çekmek istiyoruz. Öyle ki, sığınmacı ve göçmenlere yönelik tepkiler, Arap ülkelerinden gelen turistlere dahi yansımaktadır. Dolayısıyla Türkiye’nin, hazmetme kapasitesinin çok üzerinde bir sığınmacı ve göçmen nüfusa ev sahipliği yapması ve bu sürecin uzaması, maalesef istenmeyen durumlara yol açabilmektedir. Ülkeyi idare edenlerin bu meseleye ciddiyetle eğilmesi ve ileride daha büyük sıkıntılar doğmadan tedbirler geliştirmesi elzemdir.

Yakın gelecekte Türkiye’yi bekleyen sorunlar olduğunu düşünenlerin oranı %98,3’tür. Yakın gelecekte Türkiye’yi bekleyen en önemli sorun olarak ekonomik çöküntü, enflasyon artışı ve hayat pahalılığı dile getirilmiştir (% 74,5); ikinci sırada terör ve güvenlik (%7,5), üçüncü sırada çok sayıda göçmenin bulunması (% 6,3) gelmektedir. Öncelik sıralaması yapıldığında, ikinci öncelikli sorun olarak göçmenler (%27,4), üçüncü sırada ise terör ve güvenlik (%26,4) yer almaktadır. Üçüncü öncelikli sorunda da yine göçmenler ilk sıradadır (%25), onu çok az farklarla savaş ihtimali ve uluslararası güç odaklarının Türkiye üzerindeki hesap ve müdahaleleri izlemektedir. Anlaşılacağı üzere, gençlik enflasyon, ekonomik sorunlar konusunda endişelidir; bunu, Türkiye’de çok sayıda göçmenin bulunması takip etmektedir. Yakın gelecekte dünyayı bekleyen en önemli sorunun küresel ısınma, iklim değişikliği ve kuraklık olduğu da (%28,3) ifade edilmiştir. İkinci sırada ise savaşlar, ülkeler arası anlaşmazlıklar ve çatışmalar %26,3 dile getirilmiştir. Üçüncü önemli sorun ise ekonomik krizler olarak ifade edilmiştir (%23,1).

Görüleceği üzere 2021 Araştırması ile 2020 ve 2018’dekiler arasında farklar var. Bunlar, kısmen örneklemde temsil edilen yaş aralıklarının farkından kaynaklanmış olabilir ama özellikle Hükûmet’ten memnuniyet ve dinî inanç konularındaki farkların araştırma yapanların yaklaşım ve sormaca biçimlerinden de kaynaklanmış olabilir. Bunlara rağmen gençlerin ülke sorunları sıralamasında “ekonomi”, “işsizlik” ve “terör” ortak konulardır.

İdeolojik kimlik ve dinî inanç konusunda 2021 araştırmasının, öncekilerden bir nebze farkı var gibi görünüyor. Dini önemseyenler 2021’de %70’in biraz üzerindedir; buna karşılık 2018 araştırmasında %95’i Müslüman olduğunu söylerken 2020 araştırmasında %82’si dinî inanca sahip olduğunu belirtmiştir. Bu noktada GENAR’ın araştırmasının örneklemi, diğer ikisiyle farklılık arz ediyor. Bütün araştırmalarda, gençlerin çoğunlukla Atatürkçü, milliyetçi eğilimli oldukları karşımıza çıkarken imkân olduğu takdirde başka ülkede yaşamak isteyenlerin oranının yüksek çıkması, “milliyetçilik” anlayışının muhtevası konusunun daha derinlemesine incelenmesi gereğini gösteriyor.

Siyasetin ekonomi, hayat pahalılığı, işsizlik, terör ve son dönemde de sığınmacı/göçmen meselelerini çözemediğini düşünen gençler, liyakat yerine kayırmacılığın hâkim olduğuna inanıyor. Geleceğe dair ümit besleyenlerin oranının düşük olması da ciddi bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Türkiye’nin beka meselesinin en önemli boyutlarından biri, belki de birincisi gençlik konusudur. Onun için, bu gibi araştırmaların her yıl veya iki yılda bir benzer yöntem bilimi ile yapılması ve süreç içerisinde gençlik sorunları ve gençliğin ülke ve dünya sorunları karşısındaki algı ve tutumları irdelenmelidir. Çözümler; başta iktidar olmak üzere, eğitim kurumları, STK’ler, iş ve basın yayın dünyasının katılımıyla ve gençlerle birlikte aranmalı ve hayata geçirilmelidir. Dolayısıyla bütün meselelerde olduğu gibi burada da evvela istişare yani konuları görüşmek, fikir alışverişinde bulunmak şarttır. Ondan sonra da adalet ilkesi gereğince genelde toplum, özelde de gençlik sorunlarını hakkaniyete uygun şekilde çözmeye, istihdam ve görevlendirmelerde liyakat ilkesine göre hareket etmeye özen göstermek zorundayız.

 

[1] https://tgsp.org.tr/tr/frontend/storage/documents/turkiyenin-gencleri-arastirmasi.pdf

[2] https://www.makdanismanlik.org/mak-danismanlik-genclik-arastirmasi/

[3] https://www.kas.de/tr/web/tuerkei/einzeltitel/-/content/tuerkiye-genclik-arast-rmasi-2021

[4] https://www.haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli-1001/3470928-agir-bir-soru-turkiye-de-ne-oluyor