TÜRK OCAKLARININ 108. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ KUTLU OLSUN

Aziz Türk Milleti,

Değerli Türk Ocaklılar,

Türk Ocakları, bugün 83 şube ve 3 temsilcilikle yurt içinde; 2 şube ve 2 temsilcilikle yurt dışında faaliyet gösteren, bir “kamu yararına çalışan dernek”tir. 108 yıl önce kurulduğunda, çok farklı bir genel durumda, Devlet-i Aliyye’nin parçalanma ve dağılma döneminde, “Osmanlıcılık” ve “İslamcılık” siyaset tarzlarının sadra şifa olmadığı ortaya çıktığında, Türklüğü esas alan aydınların, başta 190 Tıbbiyeli olmak üzere, gençlerin öteden beri devam ettirdikleri cemiyetler kurma ve dergiler çıkarma girişimlerinin en etkilisi ve kalıcısı olarak tarihe geçti.

Türk Ocaklarının kurucu neslinin fikirleri, hareketleri ve hedefleri o zamanın şartlarında oluşmuştu. Zamanla bu dönemdeki görüşleri düzelten, açıklayan hatta değiştirenler olmuştur ama “Türk milletinin ilmî, iktisadi, kültürel ve sosyal yönden yükselmesine hizmet etmek” ana çizgisi değişmemiştir. Millî Mücadele sonrasında Cumhuriyet rejimi kurulunca Türk Ocaklılar yeni dönemin kültür, eğitim ve toplum dayanışması ocağı olarak önemli işlevler ifa ettiler.

Bilindiği üzere, 1931’de dönemin siyasi şartları yüzünden kapanan Türk Ocakları, 1949’da yeniden açılmıştır. 1950’lerden 1980’e kadar Hamdullah Suphi Tanrıöver, Osman Turan, Emin Bilgiç gibi nitelikli devlet ve kültür adamlarının başkanlığında daha ziyade kültür sahasında kalarak faaliyet gösteren Türk Ocakları, 12 Eylül Darbesi’nden sonra diğer dernekler gibi faaliyetlerine ara vermek zorunda kalmış; 1983 seçimlerinden sonra ortamın nispeten normalleşmeye başlamasıyla, 1985’ten itibaren yeniden faaliyete geçmiştir. Merhum Orhan Düzgüneş Hoca’mızın fedakârca gayretleriyle başlayan bu yeni dönemde Türk Ocakları, o günden bu yana ağırlıklı olarak kültürel ve fikrî konularda Türkiye ve Türk dünyası ile ilgili çalışmalarına devam etmektedir.

Türk Ocakları bütün bu faaliyetleri, Genel Merkez ve şube yönetimlerinde bulunan arkadaşlarımızın ve bir kısım üyelerimizle gönüldaşlarımızın fedakârca gayretleriyle sürdürmektedir.

Tarihî şartlarda aksine vuku bulan gelişmelere rağmen Türk Ocakları, kuruluş felsefesinde ve Tüzük’ünde yer alan temel bir ilkeye her zaman hassasiyet göstermiştir: Fırka/parti siyasetiyle uğraşmamak, kültür alanında faaliyette bulunmak. Bununla birlikte, memleketin ve milletin temel değerleri ve bekasıyla ilgili görülen meseleler hakkındaki tavrını ve tepkisini ortaya koymaktadır.

Ülkenin ve dünyanın kargaşa içindeki bir dönüşüm sürecinden geçtiği günümüzde, Türk Ocakları gibi millî duruşu temsil eden kuruluşların temel meselelere dair çok daha derinlikli ve kapsamlı çalışmalar yapması, millî bünyeyi güçlendirici faaliyetler yürütmesi ve Türk dünyasının birliği istikametindeki çabalara katkıda bulunması elzemdir.

2019 yılı sonlarında Çin’de başlayıp giderek bütün dünyaya yayılan korona virüsü (kovid 19) salgını yüzünden dünya âdeta durmuş durumdadır. Ülkemizde de bu salgın yüzünden pek çok faaliyet durdurulmuş; toplumun büyük kısmı, evinde kendini karantinaya almış vaziyettedir. Biz de Dernek olarak 12 Mart 2020 tarihli açıklamamız ile korona virüsüne karşı alınan tedbirler çerçevesinde, ikinci bir duyuruya kadar halka açık salon toplantılarımızı ertelediğimizi ve Türk Ocakları Akademisi derslerinin de üniversitelerimizin tatil olduğu süre boyunca yapılmayacağını duyurmuştuk. TBMM’nin 100. yılı dolayısıyla Orman Genel Müdürlüğü ile birlikte yürüttüğümüz ağaç dikimi faaliyetleri, kısmen devam etmekte olup resmî açılışlar ertelenmiştir.

Aziz Ocaklılar,

Dünyanın büyük bir alt üst oluş yaşadığı, komplo teorilerinin havada uçuştuğu bu dönemde, her şeyden önce insani bir duruş sergileme yükümlülüğümüz vardır. Doktorlarımız ve bütün sağlık çalışanlarımıza şükran borçluyuz ama onların yükünü hafifletmek de hepimizin görevidir. Bunun için hepimiz toplum sağlığı açısından ilan edilen tedbirlere uyacağız.

Bununla birlikte, bu salgının siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel sonuçları üzerinde şimdiden kafa yormak, bunlar üzerinde fikir üretmek zorundayız. Dijital çağın, mahremiyeti ortadan kaldırmasından küresel güç odaklarının insanların zihinlerine nüfuz edip onları yönlendirmelerine kadar pek çok tartışma konusunun hakiki mahiyetini anlamak zorundayız. Bu Yeni Çağ’da “nesne” değil “özne” olmayı hedefliyor isek teknoloji ile kültür arasındaki ilişkilere daha fazla eğilerek öz değerlerimizi yeni nesillere hangi biçim ve araçlarla intikal ettireceğimiz, çok hayati bir soru olarak önümüzde durmaktadır. Bu hususlar, siyasetten bağımsız değil elbette ama sadece siyasete bırakılamayacak büyüklük ve ağırlıkta meselelerdir. Millet ve insanlık olarak bu yaşanan sıkıntıdan inşallah gerçek uzmanların, ehil ve layık idarecilerin tavsiye, telkin ve talimatlarına uyarak çıkacağız. Tedbirlerimizi alacağız ancak ondan sonra Allah’a tevekkül edeceğiz.

Bu vesileyle 108. yılını idrak eden bu kutlu Ocak’ın Türk milletini yükseltme davası yolunda hizmet edip ebedî âleme göçen bütün büyüklerimizi ve üyelerimizi rahmetle anıyor; bu Ocak’ın ateşini harlamaya devam edenlere selam ve muhabbetlerimi sunuyorum.

Prof. Dr. Mehmet ÖZ

Türk Ocakları Genel Başkanı